|
|
Suç, vicdan ve kanun...
Eskiden de bu denli yoğun muydu, yoksa kitle iletişim araçlarındaki yetersizlikten dolayı haberdar mı olamıyorduk? Konu, cinsel suçlardaki artış... Kelime kelime irdelendiğinde "cinsel" ve "suç" gibi biri cazibe merkezi, diğeri korku kaynağı bu iki zıt ucu bir araya getiren olgunun toplum yapısının zemininin derinliklerindeki fay hatlarında ne denli kırılmalara yol açtığını ve daha da açacağını anlamak hiç de güç değil. Ebeveynlerle çocuklarının, işverenle emekçilerin, öğretmenlerle öğrencilerin, müdürle memurların, aile bireyleriyle akrabaların, arkadaşlarla sevgililerin, potansiyel suçlularla belirlenmiş hedeflerin... kısaca bu iki kelimenin kıskacına takılmış herkesin yapabileceği zor gibi görünen çok kolay bir şey var. Bir sabah uyandığınızda önce kendi iç hesaplaşmanızı yapıp ardından da "sona erdirici" içten bir özür dileme... Bu hareketin içtenliği, duyarlılığı ve nezaketi ölçüsünde hataların, suçların, yanlışların affedilme, yaşanan sürecin izlerinin silinme ve kırılan onurla bozulan psikolojilerin tamir edilme şansı çok yüksek olacaktır. Hataların tamiri için ille de kanun gücüyle tanışmak mı gerekiyor? KENAN KAYA - BALIKESİR
|