Ekonomik krizin ardından yapılan ilk sosyolojik araştırmaya göre yetişkinlerin yüzde 28'i, çocukların ise yüzde 16'sı "sık sık öğün atlamak zorunda kaldığını" söyledi. Hane reisleri de "robotlaştık" diye yakındı.
Şubat 2001'de yaşanan Cumhuriyet tarihinin en ağır krizine ilişkin ülke çapında yapılan ilk sosyolojik araştırma tamamlandı. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nden Doç. Işık Aytaç ve Koç Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nden Dr. Bruce Rankin'in Veri Araştırma Şirketi ile birlikte yaptığı araştırma, Türkiye genelinde halelerin ve mahallelerin krizden nasıl etkilendiğini ortaya koydu. 2004 yılının şubat ve nisan aylarında yapılarak, krizden 3 yıl sonraki durumu ortaya koyan araştırmada, Türkiye genelinde kentlerde yaşayan ve evli 1200 hane halkı reisi veya eşi ile görüşüldü. Araştırmanın sonuçlarına göre, kriz sonrası maddi sıkıntılardan dolayı yetişkinlerin yüzde 28'i, çocukların ise yüzde 16'sı ara sıra veya sık sık öğün azaltmak ya da atlamak zorunda kaldı. Hanelerin yüzde 7.2'sinde geçim nedeniyle çocuk okulu bırakırken, bu hanelerin yüzde 62'sinde çocuk çalışarak aileye katkı yapmaya çalışıyor. Krizin bilançosu sağlık üzerinde de görülüyor. Görüşülen kişilerin yüzde 38'i başağrısı, yüzde 20'si mide problemleri yüzde 30'u uyku problemi yaşıyor ve bunu krize bağlıyor. Yüzde 16'sı yine aynı nedenle sigaraya başlamış ya da arttırmış. Görüşülen kişilerin yüzde 38'i kendini sinirli ve gergin hissederken, yüzde 30'u kederli ve üzüntülü olduğunu belirtti.
KENDİMİZİ ÖDÜLLENDİREMEDİK Hanelerin krizle baş edebilme yöntemleri de araştırıldı. Krizden sonraki 3 yılda evin geçimini sağlayabilmek için ailelerin yüzde 31'si arsa, otomobil, mücevher gibi eşyalarını satmak zorunla kalırken, yine aynı dönemde hanelerin yüzde 11'I daha ucuz bir yere taşındı, yüzde 5'i ise akrabalarıyla hanelerini birleştirdi. "Ana hatlarıyla kriz ailenizi ve sizi nasıl etkiledi" sorusuna verilen bazı cevaplar, hanelerin hissettiklerini de ortaya koydu. İşte bazı cevaplar: "Hayat tarzımız değişti. Kendimizi ödüllendiremedik. Yaşama sevinci gitti..." Huzurla yatamıyoruz. Hanımla konuşamıyoruz... Robotlaştık, içimize kapandık. Kriz var, çoktur. Kendimizi ayarlamaya çalışıyoruz. Ama yine de çok borçlanıyoruz..."