Özelleştirme tıkanıklığı
AK Parti Hükümeti'nin özelleştirmede gösterdiği performans, özelleşecek kurumlara ilgi duyanlar nazarında da, diğer çevreler gözünde de başarılı bulunmuyor. Ayrıca, özelleştirme olmadığı halde, bir çok özel şirketin çeşitli vesileyle hükümetin kontrolüne geçerek kamulaştırılması, hükümetin kamulaştırmada daha başarılı olduğunu gösteriyor! Yasal sıkıntılar, özelleştirmede yol ve yöntemin net olarak belirlenmemesi küçük çaplı bazı özelleştirmelerin tartışmalı şekilde yapılması Türkiye'nin bu konuda ne yöne gideceği konusunda kararsız kaldığına işaret ediyor. Bu çerçevede bazı kurumlar için geliştirilen halka arzları, özelleştirme olarak görmek ne derece mümkün, tartışmak icap etmez mi? Yaklaşık 2 yıldır gündemde olan Türk Telekom'da (TT) nihayet sona yaklaşıldı. Stratejik yönleri olan bazım kurumlar TT'den ayrıştırıldı. Hatta özelleştirme esnasında Prof. Dr. Mümtaz Soysal yaklaşımına mahzar olma ihtimali bulunan hususlarda giderilmiş durumda. Ancak halen daha siyasilerin özelleştirme kapsamındaki kurumların ellerinden uçup gitmesine sıcak bakmayacakları gibi bir beklenti söz konusu. Özellikle büyük kuruluşların özelleştirmesinde bu endişe çok fazla hissediliyor. 'Acaba'lı yaklaşım ve kuşkulu bakışı hükümetin kırması için gerekli adımı şimdiye kadar atmadı, dileriz Telekom'la bu sürece girilir. Benzeri durum özerk hale getirilmesi beklenen bazı genel müdürlükler içinde geçerli. Bu noktada hükümet yeterli adım atmıyor. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün reorganizasyonu için meclise sevk edilen yasa tasarısı bunlardan birisi. Erdemir'in özelleştirilmesi, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nin yeniden kiraya verilmesi gibi farklı alanlarda bu ataletten ve farklı yaklaşımdan nasibini alıyor. Özelleştirme ya da uzun süreli kiralamalar için uygun zaman dilimi, daha şeffaf yaklaşım ve geniş katılım sağlayacak hazırlıklar yapılması bekleniyor. Lütfen biraz gayret.
Kibarlığın arkasındaki sahtekarlık Gazetelerde ve televizyonlarda 'Ev Erkeği' olarak takdim edilen Haluk Kesim'in yolu, nasıl olduysa dün bizim ofise düştü. 'Karısı para kazanıyor, o ev işlerini yapıyor' şeklinde takdim edilen Haluk, bize de tavsiyelerde bulundu; 'Kadınlar, eli ev işlerine yatkın benim gibi tiplerden daha çok hoşlanıyor. Kibarlığı, hafif hoşlarına giden lafları ve kendilerine yardımcı olan erkekleri seviyorlar.Yeter ki başlangıçta bu yola girin, onların seçtiği kişi olun.' Çaktırmadan bize çamaşır ve bulaşık yıkamayı, toz almayı tavsiye etti. Böyle bir kibarlığın sahtekarlıktan farkını çözemedim. Ayrıca, ofiste başkaları olmasaydı, ben hemen orada Haluk'un tozunu alacaktım. Çünkü, bu vatandaşın bizim gazeteye haber olduğu nüshayı eve gittiğimde eşim önüme atıp okumamı istedi. Eşimin nasibime düşeni almamı beklerken, bu Laz kardeşimin yani Temel'in karizmayı çizdirdiğine kanaat getirdim. Bizim ofiste ne aradığına gelince; Haluk'un orta öğrenimli okul yıllarından iki arkadaşıyla birlikte çalışıyoruz. Arkadaşlarından öğrendiğim göre şimdiki 'Ev Erkeği' sıfatının hikaye olduğu. Çünkü okullu yıllarında kibarlık ayağına kırdığı kırkı aşmış. Bence, 'adam olsun' yeter. Erkekliğe sıfat takmak, Haluk'un ne haddine Galiba halen daha tehlikenin geldiği noktayı hissetmediniz. Hükümet, Haluk'dan haberdar olursa, yeni bir istihdam alanı buldum diye, başımız iş açmaz mı?.
|