|
Bu filmleri kaçırmayın
|
|
1- Eğreti gelin Tipik bir Atıf Yılmaz ürünü olan film, edepli bir erotizm içeriyor. Oyuncular da çok başarılı.
2-Avıator'a tam not Bu tam bir "sinemasever" filmi. Yönetmen Martin Scorsese örnek bir iş çıkarmış. Leonardo Di Caprio da Oscar'a çok yakın görünüyor.
3- Düşler ülkesi Peter Pan'ın doğuş öyküsünü anlatan film, hoş, düşündürücü ve bazen büyüleyici.
Bir zamanlar Hollywod'da bir 'uçak ve etek delisi' vardı
Martin Scorsese bu son derece ilginç, inişli-çıkışlı ve dramatik yaşamı üç saatten kısa bir filme örnek bir biçimde sığdırmış. Kendisine "sinemasever" sıfatını yakıştıranlar bu filmi kaçırmamalı.
Biyografik filmler, aslında biraz özel zevklere sesleniyor. Nasıl yakında göreceğimiz "Ray"den gerçek anlamda zevk almak için soul ve blues müziği sevmek gerekiyorsa, "Göklerin Hakimi"nin tam tadına varmak için de sinemayı geçmişi ve efsaneleriyle sevmek gerekiyor. Haa, bir de uçaklara ve havacılık tarihine düşkün olmak işe yarayabilir!... Howard Hughes 1905 Texas doğumlu. Hayatını özetlemeye sütunlar yetmez. Zaten 170 dakikalık film de yetmemiş: Çünkü filmin bittiği yerden sonra, daha 30 yıl kadar yaşıyor Hughes...Ve o dönemin hikayesi de bir film olacak kadar ilginç... Daha 18 yaşında aile mirasına konarak mülti-milyoner olan Hughes'in iki büyük tutkusu var: Havacılık ve sinema. İlk filminde bunları birleştiriyor ve çekimleri tam iki yıl süren "Hell's Angels- Cehennem Melekleri"yle kimi sahneleri hala aşılmamış görkemli bir havacılık filmi çekiyor. Hollywood'la ilişkisi "The Front Page", "Scarface" gibi birkaç ünlü filmle ve de Jean Harlow'dan Bette Davis'e, Ginger Rogers'tan Katharine Hepburn'a en ünlü yıldızlarla olan aşk maceralarıyla sürerken, Hughes 1932'de birden sinemayı bırakıyor, havacılığa dönüyor. Bu andan itibaren, büyük serveti, inanılmaz inadı, görkemli uçma tutkusu ve mühendis olmadığı halde sahip olduğu şaşılası teknik becerisiyle, birbiri ardına büyük işler yapıyor... Kendi yaptığı uçaklarla dünya hız ve Atlantiği geçme rekorları kırıyor, 1937'de sadece 90 saatte dünya turu yapıyor. Arada yine Hollywood aşkı tutuyor: Jane Russell'i meşhur eden ünlü erotik Western "The Outlaw- Kanun Dışı"nı çekmek ya da ünlü RKO şirketinin başına geçmek için... Ama asıl tutkusu havacılıktır ve örneğin "Herkül" adını verdiği dev uçakla tek bir kez uçabilmiş olsa da, bu günümüz teknolojisine giden yolda bir başka dev adımdır. Martin Scorsese'in görkemli başarısı, bu son derece ilginç, inişli-çıkışlı ve dramatik yaşamı üç saatten kısa bir filme örnek biçimde sığdırmış olması. Belki her şey belirmiyor, belki kimi ayrıntılar atlanıyor, belki konuya yabancı olanlar için biraz sabır gerekiyor. Ama en azından birkaç şey, perdede olabilecek en iyi biçimde belirleniyor. Bunlardan biri, Amerikan kapitalizminin ruhunu oluşturan o kendine özgü karakterin belirmesi: Elbette paranın da katkısıyla, varolan teknolojiyi sürekli aşma, araştırma ve keşif tutkusu. Evet, sistem ve ekonomi sorunları. Ama o genel çerçeve içinde, Hughes gibi çılgınlık düzeyinde tutkulu bir avuç insan olmasaydı, insanlık böylesine ilerleyebilir miydi? Bir diğeri, en parlak zamanında Hollywood. Çılgın partiler, gösterişli galalar, birbirinden güzel yıldız adayları, Louis B. Mayer gibi mağrur patronlar, Eroll Flynn gibi kavgacı horozlar... O büyü kentinde yaratılan ve içinden çıktığı taşra kafasını ve görgüsüzlüğü aşarak tüm dünyaya düşler sunan bir büyük alem...
Dİ CAPRİO OSCAR'LIK Tüm o ünlü adlar arasında, özellikle Hughes'in en büyük aşkları olduğu anlaşılan Katharine Hepburn ve Ava Gardner. Scorsese, tüm bunları dönemi iyi yansıtan parlak renklerle bezeli, görkemli kamera hareketleriyle damgalanmış şarap gibi bir sinemayla anlatıyor. Leonardo Di Caprio'nun "Titanik"teki gençten böylesine iyi bir aktöre dönüştüğünü görmek şaşırtıcı. Onu Oscar'dan ancak Jamie Foxx alıkoyabilir. Tüm oyuncu kadrosu içinde, fiziksel benzemezliği aşarak ideal bir Katharine Hepburn olabilen Cate Blanchett için de ayrı bir bravo... Herhalde anladınız: Bu tam bir sinemasever filmi ve özellikle kendisine o sıfatı yakıştıranlar kaçırmamalı... (The Aviator)
GÖKLERİN HAKİMİ * Yönetmen: Martin Scorsese Senaryo: John Logan Görüntü: Robert Richardson Müzik: Howard Shore Oyuncular: Leonardo Di Caprio, Cate Blanchett, Kate Beckinsale, John C. Reilly, Alec Baldwin, Alan Alda, İan Holm, Danny Huston, Gwen Stefani, Jude Law, Willem Dafoe Amerikan filmi.
|