Beni sen mi vurdurdun?
Bu Cuma Ahmet Çakar'ın 5 kurşunla vurulmasının 1.yılı. Anlatacağım olaylar hiç bilmediğimiz, hiç kimsenin bilmediği şeyler. Artık onları anlatmanın zamanı geldi. Ben bir seneye yakın Çakar'la Telegol'de program yaptım. Tam 1 yıl önce Çakar'la aramızda konuşurken zaman zaman ona yönelik bir saldırı olasılığı maalesef gündemimize geliyordu. Saldırı olduktan sonra Çakar, yoğun bakımdaki odasında polise şüphelendiği 3 ismi verdi. O isimlerin birinci sırasında Telegol programında ağır bir biçimde eleştirdiği Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy vardı. Bu olayı bu kadar gizli tuttuktan sonra bugün burada açıklamamın önemli bir nedeni var. Birazdan söyleyeceğim. Çakar'ı vuran ve vurdurtanlar halen ortaya çıkartılamadı. Sanki yer yarılıp içine girmişlerdi. Ama Çakar'ın birinci derecedeki şüpheliyle ilgili kuşkuları bu bir yıl boyunca hiç eksilmedi. Çünkü Haluk Ulusoy vurulduktan sonra Ahmet Çakar'ı hastanede ziyaret etmemiş, telefon edip "Geçmiş olsun" dememiş hatta yanında onu ziyarete gidenlere pek de hoş davranmamıştı. Bir yıl içinde İstanbul polisinin halen tetikçiyi dolayısıyla vurduranları ortaya çıkartamaması Çakar'ın, Ulusoy'la ilgili kuşkularını artırıyordu. Çünkü Haluk Ulusoy, güçlü bir aileden geliyordu. PAZARTESİ SAAT 16.00 1-2 aydır aracılar, Ahmet Çakar'a gelip benim yanımda, "Bu vurulma işini Haluk Abi'den biliyorsun. Bunu Haluk Abi yaptırmadı. Yemin ediyoruz sana" deyip duruyorlardı. Önceki gün 16.00'da SABAH gazetesi ve ATV'deki odamda gerçeklerin oynadığı filmin müthiş finali olacaktı. Ahmet Çakar odamdaydı. Öteki yanımda Sinan Engin ile Haluk Ulusoy Federasyonu'nun Ümit Milli Takım'dan Sorumlu Yönetim Kurulu üyesi Levent Kızıl vardı. Haluk Ulusoy, bizi görmeye ve Ahmet Çakar'la bu konuyu açık açık konuşmaya gelecekti.
İLK KARŞILAŞMA Ve 16.00'da Ulusoy, SABAH ve ATV binasından içeri girdi. Biz hepimiz odada oturuyorduk. Herkesi öptü. Ahmet Çakar'ın karşısına geldiğinde, "Merhaba Ahmet Bey" dedi. İkili yanaklarını değdirdiler. O kadar. Karşı karşıya oturdular. Ben de masamda oturuyorum. Bir yıldır ilk defa konuşacaklar. Gayet iyi biliyorum ki Çakar, Ulusoy'un vurulma olayında parmağının olduğundan kesin emin. 1 saat herkes top dolaştırdı. Sonunda hoşbeş sohbetten sonra Sevgili Sinan Engin, "Şu konuya artık bir gelelim Reha Abi" dedi. "Gelelim" dedim. Sinan, "Haluk Abi'nin söyleyecekleri var" dedi. O sırada Ahmet Çakar söze atıldı, "Tek bir şey soracağım. Tek bir cümle. Sadece bunun cevabını istiyorum. Beni sen mi vurdurdun Haluk?" Haluk Ulusoy için herkes bir şey söyler. Hepsi de farklı şeyler olabilir. Ama bir duygu ve gönül adamıdır Haluk Ulusoy. Bu konuda herkes aynı düşünür. "Ben bunu yapar mıyım, yapabilir miyim Ahmet?" dedi. Sonra sabırla önemli bir mantık örgüsünü açıkladı, "Şimdi bak Ahmet'çiğim. Ben böyle bir şeyi mafyaya veya yeraltı dünyasına yaptırsam sonra da kalkıp senin yanına gelsem, seni öpsem. Bunu ben yapmadım desem ne olur biliyor musun? O talimatı verdiğim adamlar bana sararlar. Bu dünyalar böyle dünyalardır. "Sen bize adamı vurdururken kendin sarmaş dolaş oluyorsun" derler bana sararlar. Benim bir ailem var. Bu ailenin ismi hiç bu işlere girer mi Ahmet? Kaldı ki sen benim karıma, aileme yani namusuma dil uzatmadın. Senden çok daha fazla eleştirenler de oldu beni. Böyle bir şeyi hiç kimseye yapabilir miyim, öyle bir aileden miyim ben?"
AHMET'İ MHK'YE ÖNERDİM Çakar'a 1 yıl önce saldırı yapılmıştı. Çakar, Haluk Ulusoy'u dinledi dinledi hemen de bir şey söylemek istemiyordu. Sadece şu kadarı çıktı ağzından, "Sen öyle söylüyorsan öyledir. İnandım sana..." Ve işte o anda 2 tanışık ayağa kalktılar, birbirlerine sarıldılar ve birbirlerini gerçekten öptüler. O an Ulusoy, bir başka sırrı ortaya çıkardı. Federasyon Başkanlığı'nı bırakmadan hemen önce, Ahmet Çakar'ı MHK Başkanlığı'na önermişti. "Seni bu kadar eleştiren adamı nasıl MHK Başkanı yapacaksın?" diye soranlara şu cevabı verdiğini söylüyordu Haluk Ulusoy: "Reha Abi, bir federasyon başkanı ne ister? Başı ağrımasın ister. Hakemlerden yana, kulüplerden yana. Koyarsın Ahmet Çakar'ı MHK Başkanlığı'na Federasyon Başkanı olarak artık kafan rahat. Kimse de ona kolay kolay laf edemez. Bugün olsa yine aynısını yaparım. Tabii bilirim o, televizyondan, gazeteden MHK'den kazanacağının daha fazlasını kazanıyor. Ama yılmam ne yapar eden oturturum o koltuğa." Çakar, MHK Başkanlığı'na oturur mu oturmaz mı bilmem. Benim bildiğim 1 yıldır süren "Beni sen mi vurdurdun" sorusuna aranan cevabın bir ölçüde bulunmasıydı. Çakar, beyninin derinliklerinde az bir kuşku kalmış olsa da Ulusoy'a inanmıştı. Yalnız ilginç bir durum çıkıyordu ortaya. Ahmet Çakar'ın kuşkuluları teker teker kendilerinin vurdurtmadığını söylüyorlardı. Çakar sonunda espriyi patlattı, "Beni ben vurdurmuş olabilir miyim acaba?"
|