|
|
Doping alan bohem arkadaşlarım..
Şimdi anlatacağım fıkrayı ilk duyduğumda bugünkünden çok daha gençtim.. Fıkra içki, sigara ve kumarı anlatıyordu.. Kolej'in gençlik ateşi içindeki asi çocuklarını çok çeken bir fıkraydı.. Annenize, babanıza, çevrenize anlatıp, yaşam biçiminizin havasını da atardınız.. Şöyleydi fıkra: Adamın biri bir gün yolda giderken bir dilenciye rastlar. Dilenciye bir miktar para verir ve: "Bununla bir sigara alırsın" der. Dilenci: "Beyim ben hiç sigara içmem" der. Bunun üzerine adam: "O zaman bir bira içersin." Dilenci: "Ben ağzıma içki koymam." "Sen de o zaman bir altılı oynarsın." "Beyim ben hiç kumar da oynamam" deyince adam: "O zaman al bu parayı ve bizim eve gel" der. Dilenci neden olduğunu sorar. Adam: "Karım seni bir görsün, içki ve sigara içmeyen, kumar oynamayan bir adamın hali ne oluyor." O gençlik ateşiyle fıkrayı dinledikten sonra "Vaay bee" çekerdik.. İçki, sigara ve kumardan bihaber olanların gerçekten ot olduğuna inanırdık.. Şimdi bir zamanlar ot dediklerimizin, yeşerip bir orman gibi gürül gürül yaşadıklarını görüyorum.. O gençlik boheminden vazgeçmeyen arkadaşlarımın ise, esas şimdi bir ot gibi kuru ve sarımtırak bir renge dönüşmekte olduğunu izliyorum.. Onların kim olduğunu sormayın bana.. Sorsanız da söylemem.. Bu yazıyı okuyorlarsa, kendilerinden söz ettiğimi anlayacaklardır.. Bilmiyorlar ki, içlerine çektikleri zehirli duman kütlesiyle dopingli bohem hayatlar, artık dopinglerin öldürücü etkisiyle karşı karşıyadır.. Dopingle kazanılan maçlar, dopingle kazanılan sezonlar bitmiş, vücutlar artık, yıllar yılı alınan dopinglerin öldürücü etkisiyle karşı karşıya kalmıştır.. Bilmelidirler ki artık huzura ermek zamanıdır..
|