|
|
|
|
|
|
Şöhretin bedelini ödüyorum
Geçtiğimiz hafta hayatım televizyon çekimleri, hayranlarımın mektup, telefon, telgraf ve telekslerine cevap vermekle geçti. Açıkçası Faik Sönmez çekimlerine katılıp, sonra da gazetemizin manşetine çıkmam hayatımı değiştirdi. Özellikle gündüz kuşağında yayınlanan kadın programlarını hazırlayan insanlar, benimle çok ilgilendi. Sevgililer Günü'nü de Kenan Doğulu'yla geçirdim. İşte şişman arkadaşınızın bir haftası...
Geçtiğimiz hafta ilk olarak Yasemin Bozkurt'un Kanal D'de hazırlayıp sunduğu 'Kadının Sesi'ne konuk olarak çağırıldım. Bu benim için bir dönüm noktası sayılabilirdi. 15 yıldır gazetecilik yapıyordum ve kısmet 'Şişman yazar' olarak televizyonlarda endam etmekmiş. Neyse lafı uzatmayayım, Kanal D binasına giderken gayet neşeliydim. Televizyonda neler konuşacağımı planlıyordum. Bu arada da en neşeli şarkılarla otomobilimde bir paralı gün havası yaratmıştım. Arada bir de omuzlarımı sallayarak bu neşeli şarkılara eşlik ediyordum. Ancak Kanal D'nin kapısına girince birdenbire midemde bir sancı oluştu. Bu sancıyı müteakip dizlerimde bir titreme hasıl oldu. Az önce otomobilde göbek atan şişman kadın gitmiş, yerine korkak bir şey gelmişti. Dev bir labirenti andıran binada stüdyoyu ararken utanmasam vazgeçip geri dönecektim. Makyaj, saç yapımı filan derken bir anda stüdyoda buldum kendimi. Diğer konuk ise ne ironidir ki Gamze Gözalan'dı. Allah'tan Gamze ile sinerjimiz tuttu da çekim öncesi biraz geyik yaptık.
BOZKURT SİNİR OLDU! Biz ekrana çıkmadan önce programda kan gövdeyi götürüyordu. Bir kızcağız ağlayarak derdini anlatıyordu. Yasemin Bozkurt ise telefonla bağlanan kızın kocasını azarlıyordu. Ortam gerilmişti. Sıra bize geldiğinde acil olarak tuvalete gitmem gerektiğini fark ettim. Ama sayın Bozkurt, "Kapı Açılsın" der demez kendimi stüdyoda buluverdim. Tam o an şişman arkadaşlarımın yaşadığı sorunlar geldi gözümün önüne ve bir mücahit havasına giriverdim. Zayıf Yasemin Bozkurt, bu özgüvenime sinir olmuş olmalı ki, ilk soru olarak, "Kaç kilosunuz" dedi. Bu ilk akıma tüm gücümle karşı koydum: "Kilomu söylemem, kötü reklam oluyor ama yaşımı söylerim" dedim fakat o yaşımla ilgilenmedi. Sonra "Manken gibi yürür müsünüz?" deyince münasip bir dille manken olmadığımı, gazeteci olduğumu, isterse oracıkta bir yazı yazabileceğimi söyledim. Benimle başa çıkamayacağını anlayınca da en ağır soruyu sorarak belden aşağı vurdu: "Hiç zayıflamayı düşünüyor musunuz?" "Siz ne zaman şişmanlarsanız ben de o zaman zayıflayacağım" diyebildim kalan son gücümle. Sonra kapanış konuşması yaptığını duydum. Çıktıktan sonra artık otomobilimde göbek havaları filan çalmıyordu. Ama telefonum susmuyordu.
TULUHAN HANIM ŞAHANE Ve ertesi gün de Tuluhan Tekelioğlu'nun TGRT'de yayınlanan programına davet edilmiştim. Bu kez daha antrenmanlıydım ama kendimi yormam gerekmedi. Çünkü Tuluhan Hanım'ın programı gerçekten çok keyifliydi. Bir saat boyunca çok keyifli ve sakin bir sohbette bulunduk. Çok eğlendim. Çok konuştum. Hatta seyircilerden soru bile geldi. Sanırım televizyon işine giderek alışıyordum. Ama bunda zarif tarzı ile Tuluhan Tekelioğlu'nun büyük payı var. Belki bana düşmez ama ev kadınlarının böyle programlara çok ihtiyacı var...
RAHşAN GÜLşAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|