kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Erdoğan Mumcu'nun tepkisini önemse meyecek mi?
"Allah sizi başımızdan eksik etmesin"
Şaka

Erdoğan Mumcu'nun tepkisini önemse meyecek mi?

Bulunduğumuz coğrafyadan kaynaklanan alışkanlıklardan sıyrılarak "Erkan Mumcu Olayı"na bakmayı denesek mi biraz?
Bu alışkanlıkların Mumcu'ya yansıma biçimini görüyoruz:
-Zaten o lider olamaz!
-Bakanlığı bırakınca ne hükmü kalır ki!
-Merkezdeki boşluğu o mu dolduracak yani?
-Düne kadar uydu da, şimdi mi uyamadı?
Sözünü ettiğimiz Ortadoğulu alışkanlıklardan birinin İngilizce'deki adı "Mobbing"dir. Yazar Adnan Nur Baykal'ın Osmanlı tarihindeki mobbing örneklerini irdeleyen bir kitabının yayınlanmak üzere olduğunu biliyorum.
Mobbing, iş yapan ve başarılı insanların, iş yapmayan ama güç sahibi olmak isteyen insanlar ve kalabalıklar tarafından yıpratılıp, yok edilmesi anlamında kullanılıyor.
Basında da yok mu böyle örnekler? Adam hiçbir özgün düşünceyi veya dünyalı hiçbir söylemi seslendirmez. Bunu yapmaya çalışan meslektaşlarını yererek ve karalayarak ömrünü sürdürür.
Erkan Mumcu genç yaşında politikanın zirvelerine çıkmış. Üstelik siyasi patronlarına da bağımlı olmamaya çalışmış.
Açık koyalım meseleyi.
Erkan Mumcu'nun ANAP içindeki başkaldırısı bir sonuca ulaşsaydı ve ANAP 3 Kasım 2002 seçimlerine Mesut Yılmaz'ın değil de Erkan Mumcu'nun (veya Lütfullah Kayalar'ın) liderliğinde girseydi, belki barajın altında kalmazdı.
Bırakalım Erkan Mumcu'nun siyasal yaşamını.
AK Parti iktidarının bütün başarılarına karşın, problemleri de yok mu yani?
Bu parti ve lider Erdoğan, kamuoyu önüne sürdükleri pek çok konuda bir adım ileri iki adım geri atmak durumunda kalmıyorlar mı? Bu bir dans dershanesinde olsa "Çok iyi ça-ça yapıyorlar" diyebilirsiniz. Ya da askeri müzedeki bir mehteran yürüyüşüne adım uydurma konusunda bir deneme olabilir bu belki.
Ama siyasette buna "Hesapsızlık" deniyor..
Ayrıca bu iktidarın "Dar Çevrecilik" diye bir sorunu yok mu?
Yani bunu Erkan Mumcu da içeriden hissedip rahatsız olduysa ve Erdoğan'ın "Mutfak Kabinesi"ne asla giremeyeceğini ve hiçbir temel konuda politik katkıda bulunamayacağını hissettiyse, istifa etmesi erdemli bir davranış değil mi?
"Lider", "Patron", "Reis", "Beyefendi", "Şef" gibi sıfatlarla anılan "Tek Adamlar", Erkan Mumcular'ın tepkilerini değerlendirip durum muhakemesi yapabildikleri oranda güç kazanırlar. Ayrıca Tayyip Erdoğan'ın en azından gelecek genel seçime kadar güçlü ve başarılı olması, hem sosyo-politik hem de ekonomik açıdan, tüm Türkiye'nin ve dünyanın beklentisidir.
Ama burası bir demokrasi olduğuna göre siyasi alternatifin var olması ve güçlenmesi de gerekiyor. Dün Fehmi Koru durumu çok iyi özetlemişti Yeni Şafak'taki sütununda:
-AK Parti bu istifayı siyasette bir yenilenme amacıyla değerlendirebilir. Erkan Mumcu'nun istifasına gerekçe olarak sunduğu şikâyetlerin toplum açısından bir önemi yok, ancak o eleştirilerin partinin ve hükümetin çalışma tarzından kaynaklanan bazı yanlışlıklara ışık tuttuğu da açık. O eleştirileri olumlu gözle değerlendirip yanlış uygulamaları geride bırakabilir hükümet.. Ülkenin şu anda ihtiyacı olan, istikrarlı ve kendine güvenen bir iktidardır. Dünyanın şartları da Türkiye'de öyle bir hükümetin bulunmasını gerektiriyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Neo milliyetçi olmak isterken NeoNazi olmayalım   / 17-02-2005
 Ertuğrul Akbay kaç yaşında 30'una girecek acaba?   / 16-02-2005
 'Zaten o' diye başlayan cümleler sendromu..   / 15-02-2005
 Toplumsal beyinde istifham mı izdiham mı var acaba?   / 14-02-2005
 Temcit pilavına kaşık sallamanın sonu var mı?   / 13-02-2005
 Bir İngiliz kadınlarına, bir de Suudlu kadınlara bakın   / 12-02-2005
 Meğer Nur Çintay A. ne kadar şanslıymış!   / 11-02-2005
 Günde beş vakit fazla, iki vakit yeter mi?   / 10-02-2005
 Abdullah Gül, Condoleezza Rice ve Yılmaz Erdoğan..   / 09-02-2005
 Yamyamlar misyonerleri gerçekten yedi mi?   / 08-02-2005
ALTAN TANRIKULU
Yazmak ya da yazmamak
Gazetelerin en çok okunan...
MEHMET BARLAS
Erdoğan Mumcu'nun tepkisini önemse meyecek...
MAHMUT ÖVÜR
Mahkemeden trafik cezalarına iptal kararı
Yeni yıla...
SAVAŞ AY
Söz sırası eski Bakan Hasan Gemici'de
Hasan Gemici...
REFİK DURBAŞ
Sanatçının yeteneklisi...
Hukuk Fakültesi mezunu ve şu...
HINCAL ULUÇ
Özlem Tekin diye bir mucize!..
Vay Özlem Tekin vay.. Vay...
EMRE AKÖZ
'Bosfor Öküzü' ve Qemalizm
Dünkü Radikal...
El Paradiso de Kadıköy (Kadıköy cenneti)
El Paradiso de Kadıköy (Kadıköy cenneti)
Türkiye Ligi'nde rakiplere cehennem olan Kadıköy, İspanyol'a cennet...
Selçuk'a hem yuh hem alkış
Selçuk'a hem yuh hem alkış
Aurelio'nun yerine şans bulan Selçuk'u taraftarlar protesto etti.
Kabinede reform rüzgârı
Erkan Mumcu'nun gidişinden sonra Erdoğan kabinesinde yaklaşık 1...
Erdoğan, BM'nin işlevini sorguladı
Bosna Hersek'te bulunan Erdoğan, "BM, Irak'ta ve Kıbrıs'ta iyi sınav...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu