|
|
|
|
Artık sese de 'estetik' yapılıyor
Ses estetiği dünyada giderek gelişmekte olan uzmanlık alanı haline geldi. "Sesim çok tiz, insanları rahatsız ediyor", "Gürültülü ortamlarda sesim kısılıyor", "Sesim sık sık çatallaşıyor" diyenlerin bu problemleri, ses uzmanları tarafından modern yöntemlerle düzeltiliyor
yle bir çağda yaşıyoruz ki, bir yandan bilim, teknoloji ve tıp alanındaki akıl almaz ilerlemeleri anlamaya, bir yandan da tüm bu ilerlemelerin nimetlerinden yararlanmaya çalışıyoruz. Bir insanın dış görünümünü bir dizi estetik operasyonla değiştirebileceğine alışmıştık ama ya sesini değiştirip güzelleştirebileceğine... Harper's Bazaar Dergisi son sayısında Özlem Gizli'nin ses estetiği röportajına yer verdi. Op. Dr. İsmail Koçak'ın bu konudaki açıklamaları ise heyecan uyandırıyor. Yaptığı ameliyatlar sonucu sesleri ve yaşamları değişen insanları anlatan Koçak, insanların sesleriyle ilgili kaderlerini değiştirebileceklerini söylüyor...
* Ses estetiği dediğimizde, kıstaslarımız neler? Neden ses estetiğine ihtiyaç duyuluyor? Özellikle toplumsal yaşamda, insan her şekilde varlığını göstermeye çalışıyor. Saçımızı farklı şekillere sokuyoruz, yüzümüze makyaj yapıyoruz ya da estetikle şeklini değiştiriyoruz. Peki insan tek başına olsaydı, bunların bir anlamı olur muydu? Toplum içinde verdiğimiz izlenimlere bakarak, kendimize belli bir yol çiziyoruz.
* Kötü bir sese sahip olanlar için yapılabilecek bir şey var mı? Sesin iyiliği ya da kötülüğü göreceli kavramlardır. Pürüzsüz, kulağa yakın, yaşla ve cinsiyetle uyumlu olan sesler normaldir. Güzel ses ise bunlarla beraber kişiye duygusal bir bütünlük de verir.
* Benim sesimden yola çıkıp bir değerlendirme yapabilir miyiz? Sesiniz düzgün, pürüzsüz, kulaktan biraz uzak bir ses. Bir miktar boğukluk var. Boğazda bir miktar kasılma oluyor. Bu tarz sesler aslında bayanların oldukça tercih ettiği seslerdir. 'Bedroom voice' denilen ses tonuna yakındır.
* Yani 'yatak odası' sesi mi? (İlk kez duyuyorum bu yorumu!) Evet, yatak odası tarzındaki seslerdir. Kadınlar arasında çok tercih edilir. Ama aynı zamanda problem çıkarma riskleri vardır. Aşırı kullandığınızda ses telleri üzerindeki gerilim artar ve buna bağlı olarak nodüller ya da deformasyonlar ortaya çıkabilir.
* Diyelim ki, çok güzel, zarif bir kadınsınız, ama sesiniz erkek gibi kalın veya çok tiz ve kontrolsüz... Bunların hepsinin bir sebebi var aslında. Sesin yanlış algılanması, ses tellerinin mekanikliğiyle ilgili bir problem. Herhangi bir mekanik bozukluk seste ciddi problemlere neden oluyor. Mesela, en kötü algılanan ses çatallı seslerdir. Bunlar çift frekans çıkan seslerdir ki, normalde sesin tek frekans çıkması gerekir. Bu tip durumlarda genellikle ses teli üzerinde bir kitle ya da yapısal asimetri olduğu gözlenir ve tedavi edilir. Bir kadının sesi çok kalınsa, sorun muhtemelen ses teli kalınlaşmasıdır. O zaman ses telleri inceltilir. Çok ince veya çok gerginse, gerginliği azaltıcı ya da ses telini kalınlaştırıcı tedaviler yapılır.
* 'Problemim yok ama sesimi değiştirmek istiyorum' diyenlere ne yapıyorsunuz? Hepimizin ses tedavisine ihtiyacı var ve bu tedavi ameliyattan ibaret değil. Çoğumuz, ses performansımızın ancak yüzde 40 ya da 50'sini kullanıyoruz. Oysa çok daha iyi bir performans elde edebiliriz. Bazı ilaçlar ve egzersizlerle sesi rahatlatabilir, daha iyi bir seviyeye getirebiliriz. Nasıl kaslarımızı çalıştırmak ya da güzelleşmek için egzersiz yapıyorsak, ses tellerimiz için de aynısını yapabiliriz.
* Ne tür egzersizler bunlar? Ses terapisi aslında gırtlağın fonksiyonuna ve kaslarına odaklanan bir çeşit rehabilitasyon. Ameliyatlar ise çeşit çeşit. Doğrudan ses teline yapılan, sesteki pürüzlenmeleri ortadan kaldıran, doku gerginliklerini ayarlayan ameliyatlar var. Estetik amaçlı olanlarda, ses telinin gerginliği ya da gevşekliği ve sesin pozisyonu ayarlanabiliyor. Sesin akustik bölgelerini, rezonans bölgelerini değiştiren operasyonlar da dahil daha pek çok ameliyat var. Belirlediğimiz hedefe göre bu ameliyatlardan birini ya da birkaçını seçiyoruz.
* Nasıl hedefler bunlar? "Sesim çok pürüzlü, insanları rahatsız ediyor." "Öğretmenim, belli bir süre sonra sesim kısılmaya başlıyor, öğrenciler beni dinlemiyor." "Şarkı söyleyemiyorum, sesim daha ilk dakikada çatallaşıyor." Bunların hepsi problem. Toplumun sabit bir algısı var. O algının önüne geçemiyorsunuz. Sesin zayıflaması bir sakatlık olarak kabul ediliyor. Bunu düzelterek, insanları daha mutlu, verimli ve fonksiyonel bir hale getiriyoruz.
* Haftada iki gece dışarı çıksak, o gürültü ve sigara dumanında bağırarak konuşmak sesimizin kısılmasına yetiyor. Zaten ilk kısılmalar gece hayatıyla başlıyor.
Sesimizi korumak için alabileceğimiz pratik önlemler var mı? Çok var. Gürültülü bir ortamda karşınızdakinin sesini duyamıyorsanız, sesinizi kahramanca kullanmayın. Böyle bir ortamda sesten çok vücut dilinizi kullanmalısınız. Ama bazı insanlar var ki, seslerini doğru kullandıkları için bu tip durumlardan olumsuz etkilenmiyorlar.
|
|
|
|
|
|
|
|
|