| |
|
|
Masal masal matitas veya komplo teorileri
Çeşitli komplo teorilerinin sürekli üretilip uçuştuğu ve bunların gerçeklere yeğ tutulduğu bir coğrafyada, insanların neye inanacaklarına karar vermekte zorlanmaları doğaldır. Bu noktada galiba "İnanmak", "Düşünmek", "Sorgulamak", "Kuşku Duymak" gibi olguların tartışılması gerekiyor. Örneğin "Amerika Türkiye'de bir partiyi iktidar yapabilir mi" sorusuna cevap ararken, yakın tarihteki olayları değerlendirip, bunlardan bir genellemeye varmakta, sayısız yarar vardır. Önümüzdeki 14 Mayıs, Türkiye'deki çok partili demokrasinin, halk oyu ile ilk kez bir partiyi iktidardan indirip, yerine yeni bir partiyi getirişinin 55'inci yıldönümü. O günden bugüne, acaba kaç iktidar değişikliği Amerikan parmağı ile, kaç tanesi de biz Türkler'in oyları ile gerçekleşti? Örneğin rahmetli Celal Bayar, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin, bir komünist komplosu olduğuna inanırdı. "Biz Demokrat Parti olarak Türkiye'yi NATO'ya soktuğumuz (1952) için, komünistler bunun intikamını 27 Mayıs'la aldı" derdi. Veya 1999 seçimlerinde en yüksek oyu Ecevit'in DSP'sinin almasını Amerika'ya bağlayanlar da vardı. Bunlara göre Amerika, Abdullah Öcalan'ı Kenya'da yakalayıp Türkiye'ye teslim ederek, Ecevit'e bir seçim zaferi hediye etmişti. Süleyman Demirel'in 1964'te Sadettin Bilgiç'i yenerek Adalet Partisi'ne Genel Başkan olmasını, Türk Solu yıllarca "Amerikan Oyunu" biçiminde değerlendirmedi mi? "Morrison Süleyman" tanımlaması, o inancın bir yansıması değil miydi mesela? Sonra 1965'te Demirel'in AP'si tek başına iktidar olduğunda, Türk seçmeni de Amerikancı mı olmuştu? İhsan Sabri Çağlayangil ise, Adalet Partisi iktidarının 12 Mart 1971'deki askeri müdahale ile devrilmesinin sorumluluğunu Amerikan parmağına bağlamıştı. Buna göre AP'nin Ortadoğu politikası, Amerika'yı öfkelendirmişti. Acaba 12 Eylül 1980 askeri müdahalesinde, bir yıl önce Humeyni'nin İran'da yönetime el koymasının, sonra da Sovyetler'in Afganistan'a girmesinin payı yok muydu? Anarşiye ve hatta örtülü bir iç savaşa sahne olan Türkiye'nin de "Düşmesi" bu şekilde mi önlenmişti? Eğer 12 Eylül rejimi Amerikan yapımı ise, 12 Eylül'e anti-tez olarak çıkan Turgut Özal'ın Anavatan'ı nasıl iktidar olmuştu 1984'te? Uzun süredir iktidar olamayan CHP'nin Olağanüstü Kurultay'ı arifesinde, birileri "Amerika, 1 Mart Tezkeresi'nin reddedilmesinin intikamını, CHP'nin içine nifak sokarak alıyor" şeklinde komplo teorileri ürettiler. Daha önce 28 Şubat post modern darbesini açıkça destekleyen Amerika, acaba buna kökten karşı çıkan Tayip Erdoğan'ın AK Partisi'ni neden 2002'nin 3 Kasım seçimlerine tek başına iktidar yapmıştı? Veya seçim zaferlerinde, darbelere direnç gösteren siyasi partilere halkın daima oy vermesinin de katkısı olabilir mi? AK Parti iktidarını, "Derin Devlet" üslubu ile eleştiren Baykal'ın CHP'sini Amerika sevmiyorsa, o üslubun asıl sahibi olanlara da karşı duran AK Parti, neden halkın oyunu alabiliyor? Acaba "Halk" Amerikancı, "Devlet" ise anti-Amerikan mı? Amerika'dan gelen Kemal Derviş'i Genel başkan Yardımcısı yapan Deniz Baykal, acaba seçimlerde arkasına Amerika'yı almayı mı denemişti? Acaba neden Kemal Derviş de 1 Mart Tezkeresi'ne ret oyu verdi?
|