|
|
|
|
|
İtalyanlara Doğu masalları
|
|
Tiyatro sanatçısı Serra Yılmaz'ın Floransa'daki Rifredi Tiyatrosu'nda sahnelenen "Ultimo Harem (Son Harem)" adlı oyunu, üç haftadır kapalı gişe oynanıyor.
İtalya'da Ferzan Özpetek'in "Cahil Periler" ve "Karşıdaki Pencere" filmiyle ünlenen Serra Yılmaz, sinemadaki başarısını tiyatroda da sürdürüyor. Yönetmenliğini Angelo Savelli'nin yaptığı "Ultimo Harem" (Son Harem) adlı oyun ile zor bir seyirci olan Floransalıların karşısına çıkan Serra Yılmaz her temsilden sonra dakikalarca alkışlanıyor. Yılmaz, bu gösterinin hikayesini şöyle anlatıyor: "Aslında Ferzan'ın (Özpetek) Harem Suaresi'ni sahneye koymak istiyorduk ama olmadı. Sonra rejisör Angelo Savelli ile beraber serbest bir metin hazırladık. İçinde '1001 Gece Masalları'ndan, Nazlı Eray'ın 'Düşler Sokağı' öyküsünden ve Ayşe Saraçgil ve Faslı yazar Fatma Mernissi'nin harem konulu yazılarından alıntılar var". Son Harem'de Serra Yılmaz ile beraber rol alan İtalyan oyuncular Valentina Chico ve Riccardo Naldini de Yılmaz'ın üstün performansına layık bir oyun çıkardılar. Floransa'da Rifredi Tiyatrosu'nda, kurnalardan su seslerinin yayıldığı, buharlar içinde bir hamam mizanseninde, kilim ve yastıklardan oluşan oryantal bir atmosfer içine giren seyirci 1.5 saatlik oyun süresince Harem'in son günlerini ve modern Türkiye'de kadın sorununu evrensel bir yaklaşım içinde izlemek imkanını buldu. Gerek oluşturulan metin, gerekse oyuncuların başarısı İtalyan seyircilerin sık sık oyuna bir yandan özdeşleşerek, bir yandan da Batı kültüründeki "Doğu klişelerine" gülerek canlı bir biçimde katılmasına yol açtı. İstanbul'da 1909 yılında haremin kapanmasının arefesinde Yıldız Sarayı'nda başlayan oyun, Seza Kalfa (Serra Yılmaz), Çerkez güzeli bir gözde (Valentina Chico) ve kadı efendi (Riccardo Naldini) arasındaki olay ve konuşmalarla başlıyor. Batılıların imaj dünyasındakinden farklı bir tablo çizen oyun, haremde kadınların nasıl eğitim alıp yetiştiklerini de anlatıyor. Zaman zaman Sezen Aksu ve Ajda Pekkan'ın müziklerinin de eşlik ettiği oyun, modern zamanların Türkiyesi'ni anlatırken, Nazlı Eray'ın "Düşler Sokağı" öyküsü ile sadece Türk kadınlarının değil, İtalyan kadınlarının da aynı sorunlarla özdeşleşmesini sağladı. Seyircilerin sık sık gülmekten kendilerini alamadıkları bu bölümde Serra'nın yarattığı Nebile tipi en çok alkışı topladı.
Yasemin Taşkın
|
|
|
|
|
|
|
|
|