| |
|
|
Enişte ile Başyaver'in ağzından..
Atatürk'ün eniştesi Mustafa Mecdi (Makbule Hanım'ın eşi) anlatıyor... Gazi, Büyük Zafer'den sonra İzmir'dedir. Gazi İzmir'deyken annesi Zübeyde Hanım, kız kardeşi Makbule Hanım ve eniştesi Mustafa Mecdi, Ankara'dadırlar. Çankaya Köşkü'nde. Zübeyde Hanım kalbinden rahatsızdır. Atatürk, İzmir'den döner. Ve Zübeyde Hanım'ın odasına girer: - Mustafacığım, hoş geldin. - Anneciğim, sütünü bana helal ettin mi? - Helal olsun yavrum.
Sohbetin bir yerinde, Zübeyde Hanım, Gazi'yi yanına oturtur: - Oğlum artık sen de muradına erdin, biz de, millet de... Ama benim bir muradım daha var........ Bak hastayım... Ölmeden önce elimle... Anladın ya... Başgöz etmek isterim... Yoksa gözüm arkada kalır.
Atatürk'ün annesine verdiği yanıtın "son cümlesi" şöyle: - .... Merak etme bu muradına yakında ereceksin. Zira Gazi, İzmir'deyken "Latife Hanım'la tanışmıştır."
Atatürk'ün Başyaveri Salih Bey (Bozok) anlatıyor... - ...... Atatürk, İzmir'den döndükten sonra annesi Zübeyde ve kız kardeşi Makbule Hanımlar'a sık sık Latife'den bahsederdi... Annesine, Latife Hanım'ı methettiğini kaç kereler duydum. - Görsen anne... Sen de beğeneceksin... Çok anlayışlı kız. - Mustafacığım... Ben... Şu Latife'yi mutlaka görmeliyim.
|