Baykal, çarşaf liste ve PM...
CHP'de olağanüstü kurultaya iki hafta kala delegenin durumu garda bekleyen yolcular gibi... Garda ise dün itibarıyla iki tren duruyordu. Lokomotiflerinden biri Deniz Baykal ve diğeri de ikincisi yolda duran Mustafa Sarıgül ... Yolculardan bir kısmı, ikinci yoldaki Sarıgül trenine yönelse de gözü yine de "Başka bir tren daha gelir mi?" arayışındalar... Buna neden, geçmişte bu trene hiç binmemiş olmaları ve lokomotifin teknolojisiyle ilgili "olumsuz" sözler... Özetle, bu trenin gitmek istedikleri durağa ulaşıp ulaşmayacağı, vagonlarının konforu hakkında bir fikre sahip olmamaları kendilerini tedirgin ediyor.
Vagonların durumu Baykal lokomotifinin çektiği trene gelince.. Bu trene yönelen yolcuların çoğunluğu öncelikle vagonlarının kalitesini beğenmiyor... Bir an önce değiştirilmesi gerektiğini dile getirmekten de çekinmiyor. Yıllardır hiç değişmemiş olan koltuklarının ve yürüyen aksamının eski teknolojide kalmış olmasından yakınıyorlar. Vagonlarda yıllardır aynı rengi görmekten de bıkmışlar... Lokomotifin yorgun olduğunu kabul ediyorlar. Bununla birlikte, gecikerek ve yorgunluk içinde de olsa varmak istedikleri menzile sonunda ulaştırdığını da biliyorlar. "Kendilerinin de görüşleri alınarak" vagonların teknolojik yeniliğe kavuşturulması halinde, lokomotifin yükünü azaltacağının, dolayısıyla daha süratli ve konforlu bir şekilde gidecekleri durağa ulaşacaklarının hesabını yapıyorlar. Bir diğer grup, her iki treni de beğenmiyor. Kendileri yeni bir tren yaratıp yola bununla devam etmenin zorluğunu görüyor. Zamanın sıkışıklığı ve ellerindeki teknik olanak ereklerini engelliyor. Yapmaya kalktıkları lokomotif ise düzen tutmuyor. Onlar da listede gözükmeyen bir trenin, charter (özel sefer) olarak son anda sefere konulacağı umuduyla, garın içine kapanmış şekilde birbirlerine umut aşılayıp, "hele bir bayram geçsin" diye bekleşiyorlar.
Kurultayda olacaklar Gardaki yolcuların hal ve durumu böyle. Bugünkü durumdan da fazla bir değişiklik olacağına şu an kimse olasılık vermiyor. Bu tabloda 13'üncü olağanüstü kurultayda ne olacağına gelince.. Mevcut yapıyla muhalifler de şu gerçeği kabul ediyor: "Dağınıklığımız ve tek bir aday üzerinde uzlaşamayacak olmamız Baykal'ı yeniden Genel Başkan seçtirir..." Görünen o ki, Kurultay'da lokomotif değişmeyecek... Vagonlar, yani Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu ise yenilenecek. Hem de Baykal'ın tüm direnişine rağmen... Değişim de liderlerin belirleyip delegenin oyuna sunduğu blok liste yerine, tekrar çarşaf listeye dönüşle sağlanacak. Baykal ne kadar direniş gösterirse göstersin, en yakınındaki arkadaşları dahi blok listeden vazgeçip, çarşaf listeye dönülmesi gerektiğini dile getiriyor. Böylece, herkes ismini alt alta yazıp aday olabilecek ve Parti Meclisi'ne de girme olanağına kavuşacak.
Muhaliflere kapı açık CHP Parti Meclisi'ne muhalif olanların girmesinin önü de böylece açılacak. Bu da Parti Meclisi'nin içinden çıkacak olan Merkez Yürütme Kurulu'nun değişimini beraberinde getirecek. Mücadele bu noktada son bulmayacak, sonbaharda yapılacak olan Olağan Büyük Kurultay'a kilitlenilecek. Parti Meclisi ve Merkez Yürütme Kurulu'nda muhalif adayların da yer alacak olması, yapılacak il ve ilçe kurultaylarına tek yönlü müdahalenin önünü de kesecek. Dolayısıyla, CHP'de gerçekleşecek sonbahar yarışı, yeni bir umut yaratacağı için parti içindeki bölünmenin de önünü kesecek. Hele, CHP'den bölünüp ayrılanların da bir araya gelemediği hesap edilirse, CHP kurultayında olacaklar şöyle özetlenebilir: Baykal seçilir, Çarşaf listeye dönülür, Parti vitrini yenilenir, Sonbahardaki kurultay için kollar yeniden sıvanır..
|