|
|
Okuyucuya MERHABA
On küsur yıldır televizyon denen renkli kutunun içindeydim, şimdi ise karşısında oturuyorum. İçimden Cem Yılmaz'ın eski filminin adını söylemek geliyor: Her şey çok güzel olacak!
En kısa özetiyle durum şu; on küsur yıldır televizyon denen renkli kutunun içindeydim, şimdi ise karşısında oturuyorum. Aslına bakarsanız "iyi bir televizyon izleyicisi değilim" diyen herkes gibi yıllarca yalan söyleyip durdum çevreme...
'ASMALI KONAK'ÇIYIM Mesela Semranım'a karşı olarak, birilerine anne demeyerek, hiç kimseyi gözetlemeyerek takdir toplarken, gizlice final gecelerini izleyip gözyaşı döktüm. Mesela Asmalı Konak dizisinin platosunda çektirdiğim fotoğrafları masamın çekmecesinde bulan arkadaşım, "Vay sen de Asmalı Konak'çısın ha? Dur bu fotoğrafları medyaya vereyim" şantajı yaptığında, "Bir arkadaşa bakıp çıkarken çektiler" diye inkar etmeye çalıştım. Röportajlarda gelen "Televizyonda hangi kanalları izlemeyi tercih edersiniz?" sorusunu "History Channel, National Geograpy ve mutlaka Discovery Channel, bugünlerde bir de CNBC-e var" yanıtıyla geçiştirdim. Oysa ki durum biraz farklıydı. Daha doğrusu çok farklıydı.
HAYATI ISKALAMAM Televizyonun evime girdiği 1974 yılından bu yana aralıksız televizyon seyrediyorum. "Televizyoncular asla televizyon izlemez" kanaatinin tam tersine, elimde kumandam nerede, ne varsa izliyorum. Kimini beğeniyor, kiminden nefret ediyor, kimine imreniyor, kimini de zaplıyorum ama mutlaka izliyorum. Çünkü hayat (kim ne derse desin) bizzat o kutunun içinde yaşanıyor. Ve ben hayatı ıskalamaya tahammül edemiyorum. Mesela dolmuşta yanımda oturan kadının cep telefonu melodisinin Aliye'ye ait olduğunu şıp diye bilmek çok güzel. Ya da bakkalımın sövüp durduğu Testere Necmi'nin geçen bölümde öldürüldüğünü hatırlatıp "Ölenin arkasından konuşulmaz" diye uyarmak nefis bir duygu. Ve yine yalan da, balon da olsa, Çemberimde Gül Oya'da anlatılan yetmişli yılları izleyip iç geçirmek de öyle...
GELELİM SADEDE Neyse lafı fazla uzatmadan sadede geleyim. Bugünden itibaren hem ekrandaki beni, hem de izleyici olduğunu bu yazıyla itiraf eden Mesut Yar'ı rehber olarak bulacaksınız bu köşede. Size samimiyetle itiraf edeyim, ekrana çıkarken duyduğum heyecanın yüzlerce mislini bu satırları yazarken duyuyorum. Umarım benim bu heyecanım sizin de beğeniniz daim olur. Sabah Ailesi gibi çok önem verdiğim ve birlikte çalışmaktan gurur duyacağım bir mecrada oluşum beni bir kez daha mutlu kılıyor. Siz de bu satırları okuduğunuza göre belli ki aynı duygu hattındayız. İçimden Cem Yılmaz'ın eski filminin adını söylemek geliyor; Her şey çok güzel olacak!
|