| |
Tahterevalli
Medyada kıdem almış, ün yapmış ve yazdığı gazeteye belirli bir ağırlık kazandıracak isimlerin büyük gazetelerde istihdamı doğaldır. Bir Çetin Altan, bir Hıncal Uluç, bir Mehmet Barlas, bir Emin Çölaşan bunlara örnektir. Seversin sevmezsin orası ayrı.. Bazen de, zora düşmüş gazetelerin yazarları ihraç fazlası tişörtler gibi kapışılır, yahut bazı kalemler tehlike anında erkenden vınlayabilir, o da ayrı... Yukarıdaki isimlerin hepsi toplansa, bir kerede 80-100 bin okuyucuyu torbaya doldurup gittiği yere götüremez ama bazen bir tekinin bile transferi dengeleri yerinden oynatır. Firma, firmadır. İlk yazılarına SABAH'ta başlayan Ahmet Hakan'ın, Hürriyet gazetesine geçmesine çok kişi tepki gösterdi. İnsan daha birkaç ay önce kendisine köşe açmış bir gazeteye kazık atar mı, diye duygusal konuşanlar da oldu. Fakat hayatta Euro bazında duygusallık da vardır, geçelim. Transferi gerçekleştiren Hürriyet'in tedirginliği ve çekingenliği asıl benim ilgimi çeken şey. Arkadaşlar nedense, rakip gazeteden "etkili bir yazar yürütmüş" olmanın sevinç ve gururunu yaşayamadılar. 1. sayfadan 1.5 sütunluk bir anons: Ahmet Hakan Hürriyet'te! Öyleyse, ya yazarın etkili olduğuna inanmıyorlardı ya da çekindikleri bir şey var. Ertuğrul Özkök az madenci değildir, cevherden anlar. Anadilinde cümle kurmaktan aciz adamları bile köşe yazarı yaptı hatta onları yazar olduklarına inandırdı da. Başlarına talih kuşu konanların ikide bir "Şu Ertuğrul Özkök ne müthiş adam, nasıl da bizi keşfetti" şeklinde karşılıklı tebrikleşmesi bu sebepten. Popstar'ın dilli bebeği Armağan Çağlayan'ın bile köşesi var Hürriyet'te, yakında orada yazı yazmayanları sokak ortasında çevirip dövecekler. Bu hengamede ama mesela Ayşe Arman fenomen çıktı. Pakize de çok sevimli, en sevdiği kedisine genel yayın müdürünün adını verecek kadar fırlama bir tip, ilgiyi diri tutmasını biliyor. Konuyla ilgili olarak Hıncal Uluç'un, Ahmet'in bizden gitmesi kayıp olmadı, şeklindeki yorumunu gereksiz buldum. SABAH ne harpler gördü, yüzünden gene kıl oynamadı, asıl konu bence Hürriyet'te nelerin oynayacağında yatıyor. Anlatayım. Diyelim, İslamcı kesimlerin Ali Kırca'sı unvanını yakalamış bir arkadaşı "yazar" diye transfer ettin, peki nasıl oluyor da kibrit kutusu kadar bir anonsla yetinebiliyorsun? Popstar'ın bütün memlekete yaka silktiren müzik dehası Armağan Çağlayan'ın Hürriyet'te köşe yazacağı anonsu bile vallahi daha büyük ve daha yukarıdaydı. Dodo'ya bile yazı yazdırmış Ertuğrul Özkök bir transfer yapacak da bu kadar anons olacak ha? Gülerim. Ahmet Hakan bu kadarlık markaydı derseniz, o zaman niye aldın ve niye Emin Çölaşan'ın tam karşısına koydun? Maksadın Emin'i hasta etmek mi, yoksa karşılıklı tahterevalli mi oynayacaklar? Bizim meslekte anonsların raconu ve gizli manaları vardır. Kışkırtmak için yazmıyorum, Ahmet kardeş insin arşive, Armağan Çağlayan'ın anonsuna baksın, vaziyeti anlar. Hakkını yemeyelim, Ahmet Hakan'ın o gizemli halleri, evde kalmış kızların içini gıdıklayacak masumiyet façası bile Armağan Çağlayan'dan fazlasını hak ediyor. Üstelik yazarken Ali Atıf Bir kadar imla hatası da yapmıyor. Radyoculuktan gelme bir küfürbazı bile caart diye Hürriyet'in göbeğine yazar diye oturtabilen Ertuğrul Özkök'ün koskoca anchorman'a bu muameleyi reva görmesi bende şüphe yarattı. Herhalde anonsta, İslamcılık indirimi yapmış olamaz. Belki de ben paranoyağın tekiyim ama göreceğiz.
|