Yerlilerin dolar aşkı sürüyor
2004 yılı Türkiye ekonomisi açısından iyi bir performansla sonuçlandı. Büyümede, enflasyonda, İmar Bankası'nın 6 milyar dolarlık yüküne rağmen kamu borçlarının milli gelire oranında, faizleri düşürmede başarı sağladık. Enflasyonda 35 yıl aradan sonra tek haneli rakamlara geri döndük. Bunun bir ödülü olarak 2005'ten itibaren paradan altı sıfır attık ve Yeni TL'ye geçtik. Bu yıl içinde düşen reel faizlerin ve uzayan vadelerin bir sonucu olarak uzun vadeli konut finansman modeli Mortgage'in uygulamaya konulması hedefleniyor. Ekonomi hem AB çapasına hem de IMF çapasına tutundu. Ekonomik ortamdaki bu iyileşmelere karşılık dövizden TL'ye geçişler bekleniyordu. Bunu Merkez Bankası da çeşitli duyurularında dile getirdi. Ancak rakamlar, ters dolarizasyon beklerken dolarizasyonun hızla sürdüğünü ortaya koyuyor.
2004'te %15'lik artış Yurtiçi yerleşiklerin döviz tevdiat hesapları 1988'den beri düzenli artışını sürdürüyor. 24 Aralık itibariyle 2004 verileri de yüzde 14.4'lük artışı işaret ediyor. Bitişikteki tabloda döviz taşımanın serbest bırakıldığı 1984'ten itibaren bankalardaki döviz tevdiat hesaplarının dolar bazında miktarı ve değişimi yer alıyor. 21 yıllık süreçte döviz hesaplarının tek gerileme gösterdiği yıl 1988. Tabloda cari işlemler dengesi rakamları ile Hazine'nin reel faizleri de yer alıyor. Dövizin en duyarlı olması gereken bu iki verideki değişmeler karşısında döviz hesapları tınmamış bile. Yüksek enflasyondan korunma güdüsü veya savunma ihtiyacı dövize yönelmeyi düzenli hale getirmiş. Devalüasyonlar veya cari açıktaki artışlar, reel faizlerdeki değişmeler bunu etkilememiş.
Faiz şoku ana neden Döviz hesaplarındaki artışın nedenleri başında, geçen yıl nisan-mayıs aylarında Amerikan Merkez Bankası'nın faiz artırımı etkisiyle döviz sepetinde yüzde 14'lük yükselme geliyor. Merkez Bankası'nın yayımladığı döviz hesapları verileri de bunu doğruluyor. 2004 başında döviz hesaplarının miktarı 48.800 milyon dolar iken 30 Nisan'a kadarki 4 aylık sürede 2.896 milyon dolarlık azalma göstermiş. Yani ters dolarizasyon gerçekleşmeye başlamış. 45.904 milyon dolara inen döviz hesapları, orta ölçekli FED faiz şokunun etkisiyle kur yüzde 14 artınca yeniden yükselişe geçmiş. Her ay düzenli artışla 24 Aralık itibariyle 55.628 milyon dolara ulaşmış. 8 ayda tam 9.724 milyon dolar artmış. Yılın ilk dört ayında her ay ortalama 724 milyon dolarlık azalma, mayıstan itibaren 1.215 milyon dolarlık artışa yerine bırakmış.
Kur artışını bekleyenler Döviz yatırımcısının bu kadar ürkek olmasının bir nedeni de, Devlet Bakanı Ali Babacan'ın belirttiği gibi, henüz krizin üzerinden üç yıl geçmiş olması. Yani güven ortamının henüz pekişmemiş bulunması. * Yine döviz hesaplarındaki artışın başka bir nedenini Sayın Babacan, sisteme giren paraya bağlıyor. TL hesaplarda da artış olması bunu doğruluyor. Ancak sisteme girişten sonra TL'ye geçişkenlik zayıf. * Kur seviyesinin döviz yatırımcısına TL'ye dönüş için fırsat vermemesi de bir neden olarak sayılabilir. Yerli yatırımcılar pek kol kesmeyi istemiyor. Zararın bir yerinden dönmeyi göze almıyor. Bu nedenle döviz hesabı sahiplerinin bir kısmında "Kurlar hele biraz yükselsin, zararım azalsın, o zaman TL'ye dönerim" beklentisi var.
Zamana ihtiyaç var Döviz yatırımcısının belli bir bölümü TL'ye dönüş için kurun yükselmesini bekliyor olabilir. Ancak 35 yıllık yüksek enflasyon, büyük ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklar, derin güvensizlikler sonucu kemikleşmiş bir döviz yatırımcısının varlığı da artık bir gerçek. Buna göre güvensizliği artıracak olaylar karşısında ters dolarizasyon sürecinde tersine akımlarla karşılaşabiliriz. Tıpkı son 8 ayda olduğu gibi. Dövizden çözülme zaman alacak.
Sonuç "İnsanoğlu bir tek ıstırabı iyi tanır: Kendi çektiği..." La Rochefoucauld
|