| |
Gerilmeyelim
Yeni liraya geçildi ya, gazetelerde heyecan dorukta. Halkımız için endişe ediyorlar. Vatandaş, lirayı anlamış da kuruşu çözemiyormuş! Ben bu konuyu iktisadi ve içtimai (sosyo/ekonomik) açılardan anlatayım da, hiç boşuna endişeye kapılmayın. Bi kere bizim halkımız, çelebi, cömert ve dahi çoğu zaman mütevekkildir ama yumurta kapıya dayandığında da bir ekonomi profesöründen daha pratik olabilir. Hele nakit para hususunda. Bunun pratik örneğini, aşağı yukarı her ay yapmak zorunda kaldığım banka ziyaretlerinde devamlı görmekteyim. İki ara bir derede banka şubesine giriyorum, çeşitli faturaları ödemek için. Nefret ettiğim bir iş ama başka çarem yok. O şubelerde, şık giyimli veya üstü başı özensiz sayısız kadın mudi, görevlilerle pençe penç, repo, döviz hesabı, bono veya bilmemne konusunda teati yapıyor. Güngör Uras'ın Ayşe Teyze'si bunların yanında amele kalır. Size sorarım, bu kitle mi kuruş hesabı yapamayacak. Kuruşu da 100'e bölün, mesela santim çıkartın, orada bile hata yapmazlar. Ben aslında bu gibi insanları bir çeşit banka zararlısı olarak görüyorum ama bankacılar ne yapsınlar, müşteri velinimet. Halkımızın kuruş meselesinde bir miktar sıkıntı çekebileceğini varsaysak bile, hesapta kitapta yanılmasının objektif koşulları yok bi kere... İşçi-memur emeklisi, küçük esnaf veya çalışan işçi-memur tabakası olarak halkımız, çarşıya niye çıkıyor? Ne almak için çıkıyor, bir düşünün. Sanıyor musunuz ki, her gün çarşı pazarda dolanıyorlar da, gönüllerinin çektiği, envai çeşit mala hücum edip, her akşam eve kucak dolusu paketlerle dönüyorlar. Ki, bu arada kuruş hesabını yapmakta zorlansınlar, yanlışlık yapsınlar.. Siz hiç Bağdat Caddesi'nde veya Akmerkez'de ciddi ciddi "halk" gördünüz mü? Benim halk dediğim kitle, pazara gidiyor bir de bakkala tebelleş oluyor. Peki ne alıyor? Patates, soğan... Zeytin, peynir... Hıyar, domates... Et, kıyma.. Piliç, ciğer... Fasülye, nohut, makarna, pirinç... Zeytinyağı veya çiçek yağı.. Topu topu 20 kalem malın küsuratını hesap etmekte ne var Allahaşkına? Düzenli alışveriş eden biri olarak yuvarlak hesap söyleyeyim. Bakliyat 3-4 lira civarında, sebze veya domates 1.5 lira, et, kıyma 15 lira, zeytinyağı 45 lira. İşte size hesap.. Korkmayın, sıkıntı yaratacak bir satın alma ufku ve skalası yok ortada zaten. Sanki halka çok para veriliyormuş da, satın alma gücü arşı alaya çıkmış da, hesap yaparken "kuruş sıkıntısı" çekilecekmiş gibi halk adına bir gerilim içine girmeye de hiç gerek yok. Halkın gerilecek parası yok beyler, boyuna germeyelim! Bu arada, kamu bankalarımız, içine para atıldığında "teşekkür eden" kumbara geliştiriyorlarmış. Siz para koyduğunuzda, kumbaradan herhalde "çok mersi" sesi yükselecek. Peki, kumbaradan para tırtıklandığında ne söyleyecek?
|