Ulusa sesleniş
Spor yazarı rahmetli babam bu günleri görse ne derdi acep? Öldürüverdiler gencecik çocuğu... Cihangir'de oturuyorum ya, İnönü Stadı'nın önünden geçip gidiyorum genellikle eve. Her sefer bi tuhaf oluyorum... Şiddete karşı olmam gerektiği halde kalabalığın, öldüren oğlanı linç etme duygusunu anlayabiliyorum öte yandan. Ama şunu da yıllardır herkesler gibi biliyorum; futbol fanatizminin içinde 'ölmeye gelmek', 'fincanı oymak içine koymak' ve benzeri duyguları doğal kabul ede ede (cinsellik ve şiddet kardeşliği...) döner bıçağını bacağına sokup, Peter Pan'daki Captain Hook misali maç mahalline dalabilen insanlar aynı zamanda can da alabilen insanlardır di mi? Şaşanlara şaşıyorum. Bu seferki sustalı... Ne gam... Allah islah etsin! Bütün hafta bu konuyu okudunuz... İstanbul için de kar vakti... Keseyim ben.
ÖĞRETMENİME GÜL Bu yazıyı Fazıl Say maharetinde tuşladığım gün Öğretmenler Günü'ydü.. Bu vesile ile ilkokul öğretmenim Vesile Hanım'a burdan bi gül uzatmak istiyorum. Allah uzun ömürler, sıhhat ve afiyet versin. Tabii gelmiş geçmiş tüm hocalarım için de güller ve temenniler geçerli. Ama güllerin eeen büyüğünü ve gül gibi kokanını emekli bi öğretmen olan anneciime ayırmış bulunmaktayım. Bakınız trajik bir olaydan nasıl da mutlu ve kutlu bir olaya geçiş yaptım. Bir de kıymetimi bilmezsiniz! Hoş ve bildiğim halde 'waaay!' Dediğim bir hadise var paylaşayım: Bizim Mişa Sidi Sarfati şarkıcı olmuş! Hazırlık yaptığını bildiğim halde hazırlıksız yakalandım. Mişa'nın asıl mesleği diş hekimliğidir ve dişçim olur. Kendisi asla 'dişçi' denmesini istemez 'diş doktoru' denilecek. Ona gıcıklık olsun diye yazdım! Yolun açık olsun 'Sana Şans Diliyorum' Mişa'cım. Bu haftam nasıl geçti özetli ödevime şen şakrak devam ediyorum... İki 'Efsane' nin 20. ve 25. yıldönümlerini neş'e içinde ikame etmiş bulunduk. Çiçek Bar ve Taksim Sanat Evi... Bu iki eski kuruluşun kurucuları dost ve ahbaplarımız olur. Taksim Sanat, Ahmet Sezerel'li günlerine geri dönüyor. Yıllar önce Ahmet Sezerel ve Itır Esen'in oynadıkları 'Cennetin Çocukları' filminin çekimleri Tatbiki Güzel Sanatlar'da (Akaretler'in başında şimdi konservatuvar olan okul) yapıldıydı. Okulun öğrencilerinden biri olarak tek replikli figüranlığımın sinema tarihine geciş anına tanık olmuş biridir Ahmet. Ola ki ti viii de bi daha oynarsa tikkaaat! Kantinde masadan 'iii günneeer' diyerek kalkan kız benim. Çiçek Bar'da ise gecenin sürprizi göz çıkaran cinstendi. O küçücük barın ortasını açtırıp Brezilya'dan gelen dansçılara surdo (onların davulu) çaldırmak kimin fikriydi, kutluyorum! Sayın Süleyman Seba ve ağır takımının oturduğu ay çöreği şeklindeki koltuğa Aydemir Akbaş'ın yanına ilişmek sureti ile oturup, dansçılara bi karış uzaklıkta seyretme durumunda kalınca kaşı yapılı giden özümün gözü ferah ferah çıkabilirdi diye düşünüyorum şimdi. Bagetlerden diyorum... (Piliç mi deermişiniz!) (Bilmem gittim mi?) Oradan da Babylon'da Rebel Moves konserine gittim mi ben sana... Bayılıyorum bu gruba ben. Ömer Ahunbay yıllarca en baba cıngılları yaptı etti. Yapacağını yapmayı finale bırakacakmış meğer. Grubun tüm elemanları süper! Bayıldım bayıldım.
|