|
|
|
|
|
|
Prostat kanseri sinsi ilerliyor
Uzmanlar, 50 yaşından itibaren her erkeğin yılda bir kez üroloğa gitmesini öneriyor. Bu dönemden sonra artan prostat kanseri riski hiçbir belirti vermediğinden, düzenli olarak kontrol yaptırmak hayat kurtarıcı olabiliyor
İleri yaştaki erkeklerin kâbusu olan prostat hastalıkları, düzenli ürolojik muayenelerle erken teşhis edilebiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi Üroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Levent Türkeri, prostatla ilgili sorularımızı yanıtladı... Andropoz döneminde ortaya çıkan prostat hastalıklarının tedavisi nasıl olmaktadır? Aslında bu dönem erkeklerde ilerlemiş yaş dönemi olduğu için yaşlı erkeklerde ortaya çıkan prostata ait iki önemli hastalık sık olarak görülmektedir. Bunlardan birincisi; "İyi huylu prostat büyümesi (BPH)", diğeri; "prostat kanseri"dir. Her iki hastalık da artık günümüzde etkili bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi yöntemler olduğu gibi, özellikle BPH'de ilaçlar ile tedavi de başarı ile uygulanabilmektedir. Burada önemli olan; hastaların belli bir yaş üzerinde bu iki hastalığın görülme sıklığının çok arttığını ve özellikle prostat kanserinde erken dönemlerde hemen hiçbir şikâyet olmayabileceğini bilmeleridir. İdrar yapma zorlukları ve buna bağlı yakınmalar BPH gelişime bağlı olabilir. Ancak, aynı zamanda ve bundan tümüyle bağımsız olarak sessiz bir prostat kanseri de ortaya çıkmış olabilir. Bu sebeple, 50 yaşından sonra erkeklerin hiç değilse yılda bir kez bir üroloğa görünmeleri hayat kurtarıcı olabilir.
İyi huylu prostat büyümesinde uygulanan tedavi nedir? İyi huylu prostat büyümesinde (BPH), büyümüş olan prostat dokusu ciddi bir idrar yolu tıkanıklığına yol açıyor ise, bu gibi durumlarda hastalara cerrahi tedaviler önerilmektedir. Yani; aslında 'her hastanın mutlaka ameliyat olması gerekir' diye bir durum yoktur. Hastaların çoğunda, belki de hayatları boyunca cerrahi bir tedaviye ihtiyaç olmayacaktır. Ancak, bir nedenle cerrahi gerekiyorsa, cerrahi tedavinin iki ana formu vardır. Bunlardan birincisi; eskiden beri bilinen klasik açık ameliyattır. İkinci yöntem ise; halk arasında 'kapalı ameliyat' olarak bilinen endoskopik cerrahi girişimlerdir. Her iki yöntemde de prostatın idrar kanalını tıkayan bölümleri yok edilir ve prostatın dış kabuk kısmı yerinde kalır. Prostat kanserleri bu "kabuk" bölümünden geliştiği için, iyi huylu prostat büyümesi nedeniyle ameliyat olmuş hastaların prostat kanseri açısından hayat boyu takiplerine devam edilmesi gerekir.
Endoskopik ameliyatlar nasıl yapılıyor? Endoskopik ameliyatlar, idrar kanalından özel aletlerle girilerek yapılmaktadır. Bu yöntemde prostat dokusu değişik enerji kaynakları yardımı ile kesilerek ya da buharlaştırılarak uzaklaştırılmaktadır. Endoskopik ameliyatların bugün için "altın standardı" transüretral rezeksiyon adı verilen ve özel bir alet ve koter yardımı ile prostatın ufak parçacıklar (yongalar) halinde kesilip çıkartılması ameliyatıdır. Son yıllarda özellikle lazer teknolojisindeki gelişmeler sonucu prostatı kesmek ya da buharlaştırmak için lazer enerjisi de kullanılmaktadır. Greenlight adı verilen yöntemde, lazer enerjisi sağlayan bir alet (KTP lazer) kullanılarak, prostat kapalı yoldan buharlaştırılmaktadır. Dikkatli bir hasta seçimi ile, değişik yöntemler hemen hemen aynı etkinlikte kullanılabilir. Lazer enerjisinin en önemli avantajı; ameliyat sırasında kanama miktarının düşük ve hastanın kateterli kalma süresinin daha kısa olmasıdır. Bu nedenle, kanamaya eğilim oluşturan ilaçları mutlaka kullanması gereken (Aspirin veya coumadin gibi) ya da bu eğilimi artıran hastalığı olan (hemofili gibi) hastalarda önemli bir avantaj sağlayabilir.
Andropozda kullanılan ilaçlar yeterince etkili midir? Andropoz döneminde sıklıkla kullanılan ilaçların başında; hormonal replasman tedavisi için kullanılan testosteron preparatları, cinsel fonksiyonları destekleyen ilaçlar ve antidepresan ilaçlar gelir. Antidepresan ilaçların son derece etkili olduğu bilinmektedir. Cinsel fonksiyonları desteklemek amacıyla kullanılan ve fosfodiesteraz inhibitörü adı verilen ilaçlar da (ülkemizde sildenafil ve vardenafil preparatları mevcuttur) erkeklerde andropoz sırasında ortaya çıkan cinsel fonksiyon bozukluklarının etkin bir biçimde tedavisinde kullanılmaktadır. Burada en çok dikkat edilmesi gereken; testosteron preparatlarıdır. Son derece etkili ilaçlar olmakla beraber, prostat kanseri açısından ciddi bir potansiyel risk taşırlar. Çünkü prostat kanseri varlığında testosteron tedavisi, hastalığın hızla ilerlemesine ve tedaviye cevapsız kalmasına yol açabilir. Andropoz döneminde kullanılan testosteron preparatlarının prostat kanserine neden olduğuna dair günümüzde net bilimsel kanıtlar yoktur. Ancak, bir sebeple hastada prostat kanseri varsa, bu durumda testosteron preparatları kesinlikle kullanılmamalıdır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|