|
|
|
|
|
|
Sessiz ve derinden
Fethullah Gülen'i medyada en çok eleştiren kişilerin başında Hürriyet yazarı Emin Çölaşan geliyor. Kaset olayı patlayınca Çölaşan, 20 Haziran'da "Sessiz ve Derinden Fethullah" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Orada özetle şöyle diyordu: Bay Fethullah'ın önceki gece yayınlanan kasetleri çok ilginçti. Bu adam ve cemaatinin iki özelliği hemen göze çarpıyordu. 1) Devlette, özellikle mülkiye ve adliyede kadrolaşma. 2) Her şeyin gizlice, sinsice, saman altından su yürütülerek yapılması. Bunlar Fethullah takımının olmazsa olmaz koşulları. Zaten takkeli ve cüppeli vaazlarında aynı şeyleri defalarca söylüyor. Fethullah bu piyasaya yeni çıkmadı. Yıllardan beri ortalıkta dolanıyor. Elinde korkunç bir para kaynağı var. Türkiye ve yurtdışında çok sayıda okul, dershane açtı. Yapılan, özellikle fakir ve küçük çocuklarımıza çengel atıp, adına "ışık evleri" dediği hücre evlere "abiler" denetiminde koyup onları eğitmek, sonra devlete sokmak. Kocaman adamlarla ufacık çocuklar aynı evde! Paralar abi denilen adamlardan. Artık o evlerde neler olup bittiğini varın siz düşünün! Örneğin, acaba başına iş açılan kaç çocuk oldu oralarda?
Adamlar yurtdışında ve Türkiye'de bir sürü okul açtılar. Oralara arada sırada medyayı götürüp çekip yaptırırlar. Girişte Türk bayrağı ve Atatürk resmi! Tam bir göz boyamaca. Aynı şeyi buradaki okul ve dershanelerinde görüyoruz. Kentlerimizin göbeğinde küçücük yavrularımıza el atmışlar. Bırakın her yeri bir yana, Ankara'nın göbeğinde bile okulları ve dershaneleri var. Adına ışık evi dedikleri binlerce hücre evi de işin cabası. Çocuklar buralarda cumhuriyet düşmanı olarak yetiştiriliyor. Ama çaktırmadan, fazla gaz vermeden! Zaten dinlediğimiz kasetlerinde Fethullah da bunları doğruluyor. "Fazla ötmeyin, açığa çıkmayın, yapacağınızı çaktırmadan yapın gerektiğinde geri adım atın. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı deyin" demeye getiriyor. Adamın televizyon kanalları var, dergileri ve günlük gazeteleri var. Meclis'te milletvekilleri var. DSP'de bile kontenjan sahibi.
Türkiye'de iki kesim yobaz ve şeriatçı var. İlki, bu Fethullah takımı. Sessiz ve derinden gidip kaleleri içten ve açık vermeden fethetme yanlısı olanlar. İkincisi ise Cumhuriyet'e, Atatürk'e, rejime ana avrat küfreden, bu sövgüleri her gün açıktan yapan sahte Müslümanlar. Bay Fethullah'la onlar arasındaki fark, Fethullah temkinli gidiyor. Necmüddin yandaşları ise açıktan yapıyor. Türk adaleti, Cumhuriyet'in savcıları ise bütün bu olup bitenleri yıllardan beri seyretmekle yetiniyor. (...)
Bay Fethullah bu kasetlerle birlikte suçüstü yakalandı. Kendi ağzından, takkesi, cüppesiyle yakalandı. Peki bundan sonra ne olacak? Hiçbir şey! Belki Fethullah ve yakın çevresi hakkında bir soruşturma başlatılacak, hatta daha da ileriye giderse, belki tutuklama kararı çıkarılacak. Ama bu şahıs Amerika'da! Herhalde Türkiye'ye gelmeyecek. Önemli olan, bunların para kaynağını ortaya çıkarmaktır. Bunlara "Gelin kardeşler, şurada karşılık beklemeden bir sağlık ocağı kurup şu köye hizmet verelim" deseniz, beş kuruş vermezler. Ama iş Fethullah'a hortumlamaya gelince, hepsi kuyruğa girer. Devletten kaçırdıklarını bunlara yedirirler.
Benim hep merak ettiğim bir konu daha vardır. Dinimiz adına ahkam kesen Fethullah'lar, Necmüddin'ler vesaire, acaba bu "din bilgisini" nereden ve hangi sıfatla edinmişlerdir? Bunların din bilgisi hangi düzeydedir? Bu gibi şahısları gerçek din bilginlerinin karşısına çıkarıp bir sınava tabi tutsak, inanıyorum ki sınıfta kalırlar. Ama bir cepte para, öbür cepte diğer olanaklar olunca, at baba at! Nasılsa yiyen bulunur.
Mülkiye ve adliye çok önemli imiş. Yani yönetim ve yargı. Örgütlenmeyi sessiz, derinden ve çaktırmadan yapmalı imiş! Sadece mülkiye ve adliye değil, bunlar Türk Silahlı Kuvvetleri'ne el attılar: Oradan her yıl kovulanlardan çoğunun, Fethullah'ın adamları olduğunu bilir miydiniz? Tekrar ediyorum, bunların para kaynağına ve arkasındaki güçlere ulaşılmadan bu iş bitmez. Kim arkasındaki güç? Amerika! Avrupa başımıza PKK'yı musallat etmiş, Amerika ise komünizm tehlikesine karşı Fethullah'a kol kanat germiş. Hepsi "dostumuz", hepsi "müttefikimiz!.."
|
|
|
|
|
|
|
|
|