| |
|
|
Asker ve siyaset
Konu: "Asker-siyaset ilişkileri." Soru: "Nasıl gidiyor?" 7. Cumhurbaşkanı'nın yanıtı: - İyi gidiyor. Tabii yanıt bu kadar değil. "Gerisi" aynen şöyle:
- Bu konu Türkiye'de çok tartışıldı. Cumhuriyeti, kendisi de bir asker olan Atatürk kurdu. Atatürk padişahlığı sona erdirip, Cumhuriyeti kurarken, ordu da onu destekliyordu. Tabii kolay değil, asırlar boyu tek lidere itaat etmiş bir toplumun parlamenter sisteme geçişi. Neler geçirdiğimizi herkes biliyor. Tabii bütün bunlar birer tecrübe. Bunca tecrübeden sonra geliyoruz 2005 yılına. Artık bundan sonra ülke yönetimi konusunda kimse askerden medet ummasın. Hiç kimse askeri siyasete çekmeye çalışmasın. Zaten askerin böyle bir niyeti de yok. Ayrıca asker siyaseti sevmez. Siyaset kurumunu demiyorum, o olması gereken bir kurum, benim bahsettiğim şu: Asker, siyasetle bizzat ilgilenmeyi sevmez. Zira siyaset, askerlikle bağdaşan bir şey değil. Bugün siyasetasker ilişkileri uyum içinde ve iyi gidiyor. Burada esas olan demokratik rejime sadakattir, karşılıklı sevgi ve saygıdır, ülke menfaatleridir, laik, demokratik, hukuk devletinin yücelmesidir. Bir zamanlar komutanlığını yaptığım asker arkadaşlarım demokrasiye yürekten bağlılar. Biz de bağlıydık.
Kenan Evren "biz de bağlıydık" derken, sözünü kesip araya girmek istedik. Paşa "fark etti." Ama "sözünü kestirmeden" devam etti: - Demokrasiye gerçekten yürekten bağlıydık... 12 Eylül İhtilali'nden sonra dedim ki, en kısa zamanda dönelim... Bu süreci mümkün olduğunca kısa tutalım... Karşı çıkanlar bile oldu. - Ne diye? - Hayır paşam, dönme diye... Aman paşam, dönmekte acele etme diye... Paşam ne diye gidiyorsunuz, gitmeyin, kalın diye. - Kimler söylediler?.. Askerler mi? - Kesinlikle hayır... Sivillerden söyleyenler oldu.
|