|
|
|
|
|
|
Soyunmak için iyi oyuncu olmak şart
"24 Saat" dizisinde bir adli tıp doktorunu canlandıran manken Ece Sükan, ilk oyunculuk deneyimi olmasına rağmen performansıyla göz dolduruyor. ODTÜ psikoloji bölümü mezunu olan Sükan, oyunculuğu çok sevse de "İlle de mankenlik" diyor '.
Uzun yıllardır mankenlik yapmasına rağmen "24 Saat" isimli polisiye diziyle tanınmaya başlayan Ece Sükan, bu dizide bir adli tıp doktorunu canlandırıyor. ODTÜ psikoloji bölümü mezunu olan Sükan, mankenliği esas mesleği olarak görüyor ve yurtdışına açılmayı düşünüyor. Sükan'la oyunculuk ve podyum dünyası üzerine konuştuk...
* "24 Saat" isimli dizi ile oyunculuğa soyundunuz. Meslektaşlarınıza nazaran neden bu kadar uzun süre beklediniz? Daha önce de oyunculuk teklifleri alıyordum ama moda editörlüğü yaptığım için buna vaktim yoktu. Sonuçta doğru zamanda doğru yerde olmak önemlidir. Şu anda böyle bir projenin içinde olduğumu düşünüyorum.
* İlk oyunculuk deneyiminiz olmasına rağmen büyük beğeni topladınız. Oyunculuk dersi aldınız mı? Annemin tiyatro sanatçısı olması sebebiyle çocukluğum tiyatro kulislerinde geçti. Devlet Operası'nın birkaç oyununda bale de yaptım. TRT'de Kayahan'la beraber üç ay boyunca çocuk programında rol aldım. TRT'de seslendirme deneyimlerim oldu. Yani benim kulis tozu yutmuşluğum var.
* İyi bir oyuncunun sınırları olmalı mı? Siz rol gereği soyunur musunuz? Açıkçası bu konuda çok düşünmedim. Sağda solda birilerinin öyle olmalı böyle olmalı, şeklindeki klişe fikirlerini okudum. Bana böyle bir teklif gelseydi ne yapardım bilmiyorum. Bence böyle bir rol oynamak için, çok iyi bir oyuncu olmak gerekir. Aksi taktirde soyunan kişi sadece çıplaklığını sergileyen biri durumuna düşebilir.
* Podyumda çok cesur bir mankensiniz. Aynı cesareti oyunculukta da sergiler misiniz? Bu ikisi aynı değil aslında. Somut olarak limitleri karşılaştırırsak, podyumda en fazla transparan giyebilirsiniz veya göğüsünüz açıktır. Ama sinemada daha fazla çıplaklık veya sevişme sahnesi olabilir. Şu anda bunu yapabileceğimi sanmıyorum.
* Podyumda çok cesursunuz, kimi zaman göğsünüzü açıkta bırakan kıyafetlerle podyuma çıkıyorsunuz. Her şeye rağmen çıplak manken olarak anılmıyorsunuz... Kıyafetin önüne geçmeye çalışmadığımız için, Sema Şimşek de ben de çıplak manken olarak anılmıyoruz. Bu çizgiyle alakalı bir şey.
OYUNCULUKTA DA EĞİTİM ŞART * Oyunculukta meslektaşlarınızı nasıl buluyorsunuz. Herkes oyuncu olabilir mi? Her meslekte olduğu gibi, eğitim çok önemli. Ama usta-çırak ilişkisiyle de çok iyi oyuncu olmak mümkün. Tabi ki kişinin yetenekli olması da önemli. Ayrıca altyapı da olmalı. Yani gözlem yapma alışkanlığı, pratik zeka gibi. Çok tiyatro seyretmek ve film izlemek de oyunculuğa yardımcı unsurlardır.
* Dizilerde görsellik de önemlidir. Kimi mankenlerin sadece güzel oldukları için dizilerde rol aldığını düşünüyor musunuz? Evet böyle bir şey var. Sadece güzel oldukları için rol alanlar var. Şimdilerde çok fazla dizi çekiliyor. Çok iyi oyunculuk gerektirmeyen rollerde sadece görselliğe bakıp mankenleri oynatabiliyorlar. Dizi de sinema da bir noktada güzel insan ister. Bunun dünyada da çok örneği var. Mankenlik de konsantrasyon, tavır, duruş, bakış, kareografi, müzik kulağı ve disiplin gerektiren bir meslek olduğu için oyunculuk için ufak da olsa bir zemin hazırlıyor.
* Mankenliği bırakıp tamamen oyunculuğa yönelmeyi düşünüyor musunuz? Şu anda böyle bir düşüncem yok. Mankenliğe devam edeceğim, yurtdışına bile gitmeyi düşünüyorum.
* Örnek mankenler arasında yer alıyorsunuz. Başarınızın sırrı ne? Ben yapmak istediğin her işi, en iyi şekilde yapmayı seviyorum. Tabi ki bunun için çok çalışmak ve en önemlisi sabırlı olmak gerekiyor.
* Sizin isminiz skandallarla hiç anılmadı. Sizce mankenlerin, kendilerini bu skandallardan soyutlaması mümkün mü? Aslında hem evet, hem hayır. Bir yandan "evet" çünkü bu bir tercih meselesi. Bazı kişilerin tercihi popüler kültürün kurallarına göre yaşamak olabilir. Böylece kısa yoldan içeriksiz bir şöhret kolayca elde edilir. Diğer yandan da "hayır" diyorum çünkü, benim skandallara karışmamak için özel bir çaba sarf etmem gerekmedi. Çünkü bu bir yaşam tarzı ve karakter meselesi. Benim arkadaş çevrem, gittiğim yerler, dinlediğim müzik, ideallerim ve değerlerim var. Bu nedenle skandallardan uzak kalıyorum.
* Podyumda çok değişik bir havaya bürünüyorsunuz... O anda kıyafetin ruhuna konsantre oluyorum ona göre bir yürüyüş tarzı belirliyorum. O ışıkların altında en güzel halimi hissetmeye çalışıyorum.
* Şu an hak ettiğiniz yerde olduğunuzu düşünüyor musunuz? Konumumdan çok memnunum. Mankenlikte yoğun dönemimi yaşıyorum. Özellikle de her zaman aynı çizgide ve kendim kalarak fark edilmiş olmam, çok ümit verici. Tabi ki bu süre içersinde ben de kendimi daha iyi tanıyıp geliştirdim. Moda editörlüğü yapıyor olmam, fotoğraflarla iç içe yaşamam, modelliğime de katkıda bulundu.
* Kimi zaman kızıp "Artık bu işi yapmayacağım" dediğiniz oldu mu? Evet çok oldu. Günümüzde değerler öyle karıştı ki.. Sadece işini yapanı fark etmek ve takdir etmek oldukça uzun zaman alıyor. İşini yapana bazen de hiç dönüp bakılmıyor. Bu dönemlerde ümitsizliğe kapıldığım anlar çok oldu.
* Mankenlik mesleğinin kötüye gittiğini düşünüyor musunuz? Tam aksine yeni bir dönemin başladığını düşünüyorum. Medyatiklik furyasının azaldığını firmaların, tasarımların önüne geçmeyecek mankenleri tercih ettiğini görüyoruz.
GÜLŞEN YÜKSEL MAGAZİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|