|
|
Erkekler yenilgiyi kabul edemiyor
Farkettim ki sonu iddiaya dayalı şeylerde erkekleri yenemezsiniz. Herhangi bir şekilde, kadınlar tarafından alt edilmeye hiç mi hiç tahammülleri yok.
Erkekler yenilmeye asla gelmiyor
Pazar günü erkeklerle ilgili çok önemli bir şey keşfettim. Neyi mi? Yenilmeyi asla ama asla kabul edemediklerini... Cumartesi akşamı evde arkadaşlarıma yemek yaptım. Hakikaten de kendim pişirdim. Laf aramızda bu konuda pek iyiyimdir. Onlara çok şık bir de yılbaşı sofrası hazırladım. Kırmızılar, yeşiller, Noel süsleri falan... O gecenin amacı hem erken bir yılbaşı yemeği hem de benim aldığım bir-iki mühim işi kutlamaktı. Neyse, evde yemek yiyip gırgır yaptıktan sonra "Hadi biraz çıkıp akalım" dedik. Bizim eski Beyoğlu Safran yine eski mahallesine, yani Beyoğlu'na döndüğü için biz mutlu-mesut Safran'a gittik. İlk önce kapıda resmimiz çekildiği için Ahmet'in surat bir düştü. "İşte böyle şeylerden nefret ettiğimi biliyorsun, niye çekiliyor..." falan diye söylendikten sonra, onu "Biz de nefret ediyoruz. Zaten bastırtmayacağız" diye yatıştırdık. Derken pek bir güzel çaldı o gece Altan ve geç saatlere kadar partiledik. Ertesi sabah Ahmet'le tenis oynamak üzere sözleştik. Ahmet o sabah erkenden kalkıp önce bir buçuk saat kadar vücut çalışmış. Ben gittiğimde kan ter içindeydi. Biraz soluklandı, derken güzel güzel tenis oynadık. Bir müddet sonra ben sadece gırgırına "Bir set maça var mısın?" dedim. "Hadi canım üzmeyeyim şimdi seni sabah sabah" deyince, "Kimin kimi üzeceği hiç belli olmaz" dedim. Ben Ahmet'i bir güzel yenmez miyim... "İşte böyle bu işler, yaşasın" diye dalga geçerken, bir baktım bizimkinde surat Çarşamba pazarı. "Hadi canım buna bozulmadın herhalde" dedim ama o hırsla dönüp "Ben gidip bir duş alayım, otopark'ta buluşuruz" dedi. Amanın o ne şiddet, o ne celal!.. Arabaya bindik surat düzelmiyor, ben bir konu açayım dedim hemen hırsla bana dönüp "Tabii sen dua et, ben bir buçuk saat vücut çalışmıştım, yorgundum yoksa beni zor yenerdin" dedi. "Tabii ki yenemezdim, kapatalım bu konuyu bir dahaki sefere sen yenersin" deyince, "Beni ikna etmeye çalışma senden daha iyi tenis oynadığım açık" dedi. Neyse konu bizde çok uzadı da burada uzatıp benim içim kıyıldı diye sizinkini de kıymıyorum. Fark ettim ki sonu iddiaya dayalı hiçbir şeyde erkekleri yenemezsiniz. Herhalde futbolda da bu kadar birbirlerini yiyip ağız burun dağıtmaları, hayatlarını ortaya koymaları da buradan kaynaklanıyor. Asla yenilmeyecek hep onlar yenecekler. Galiba bu genlerinde falan var. Çünkü mesela benim oğlum hiç öyle erkekler üstündür, erkekler hep kazanır falan denilen bir evde büyümedi. Üstelik büyürken baba figürü de olmadığı için herhangi bir erkeğin bu tip komplekslerini örnek almışta olamaz. O bile sonunda böyle oldu çıktı. Yani onunda herhangi bir oyunda yenilmeye, özellikle bir kadın tarafından yenilmeye asla tahammülü yok. Zaten en önemli nokta bu asla bir kadın onları yenemez, yenmemeli. Bazen oğlumla kelime oyunu falan oynuyoruz. Ben önde gidiyorsam hemen parlamaya başlıyor, "Biliyorum taş çaldın, hile yapıyorsun" falan diyor. "Tamam oğlum, sen kazandın" deyince de "Öf seninle de hiç oynanmıyor" diye oyunu bırakıyor. Erkeklerin, kadınların onları yorduğunu itiraf ettiği yer yatak galiba. O da şöyle "Abi kadın pestilimi çıkardı." Onu açıkça söylüyor çünkü pestili çıkarılırken onun da bir şeyler yapması lazım geldiğini herkes biliyor. Yani orada pestilinin çıkması bir utanç değil, övünç kaynağı. Erkekler biliyor musunuz, size her oyunda yenilebilirim ve bu hiç umurumda değil, yeter ki sizinle hep oyun oynayabilecek kadar sağlıklı ve keyifli olayım.
İLİŞKİ CADISI AYŞE
|