|
|
Geleceğimize ne yaptık?
Daha önce sabıkalı bir gence 'kader kurbanı', davranış sorunları olan bir diğerine 'yakışıklı damat' rolleri vermişler ve rol bitince unutmuşlardı. Bu arada benzer sorunları olanlara düzeltmeye çalışmaları yerine, sorunlarını ünlü olmak için kullanmayı öğrettiklerini de, unuttukları aktörlere ne olduğunu da düşünmemişlerdi. Size verilen rol, kötü kaynana rolüydü. Filmlerin baş rolünde kötüler olsa da, sonlarında hep iyiler kazanmalıydı, öyle oldu ve kaybettiniz. Haklısınız rolünüzü çok iyi oynadınız. Ama şimdi bitti. Evinize döneceksiniz. Kısa bir süre sonra sizi hatırlayan olmayacak. Önce tüm unutulan ünlülerin yaşadığı depresyonu yaşayacaksınız. Kendinizi hatırlatmak için çabalayacak, yaptıklarınızı anlatacaksınız. Programda yaşananların unutulmasının yararınıza olduğunu anlamadan önce tabii. Sonra unutulsun isteyeceksiniz, tanınmayın isteyeceksiniz. Toplum unutacak, yaşadığınız yerdekiler, çevrenizdekiler dışında. Maalesef onlar unutmayacaklar. Sonra komşularınıza, yakınlarınıza aslında o kadar kötü olmadığınızı anlatmakla uğraşacaksınız. Onları inandırmaya çalışacaksınız, bunun bir rol olduğuna, farklı olduğunuza... Muhtemelen kayıplarınız olacak. Hele oğlunuz gerçekten evlenmek istediğinde onun da, sizin de işiniz çok zor olacak. Sizi hatırlayan gelin adayınıza ve ailesine kötü kaynana olmadığınızı ispatlamak zorunda kalacaksınız. O sırada oğlunuz, aslında kendine güveni olduğunu, siz olmadan da karar verebildiğini, büyüdüğünü, erkek olduğunu anlatmaya çalışacak. Üzüleceksiniz, öfkeleneceksiniz. Ama bizlerin haberi bile olmayacak sizden. Biz o sırada yeni oyuncuları alkışlamaya başlamış olacağız. O son bakış ve sonrasında söylemeye çalıştıklarınız aslında bu yeni başlangıcı o kadar canlı anlatıyordu ki. Umarım dediğiniz gibi olur, eviniz sarayınız olur ve üstünüze yapışan bu rolün bedelini siz de, oğlunuz da çok ağır ödemezsiniz. Peki ya bizler, tüm toplum, yazarlar, "yaratıcılar", Semra Hanım'a, diğerlerine ve en önemlisi kendi geleceğimize ne yaptık, farkında mıyız?
|