| |
|
|
17 Aralık gününün iki yıldız ismi vardı
Bence tarihi 17 Aralık gününe iki isim damgasını vurdu. Biri Brüksel'de gerçekten iplerin koptuğunu zannedip, kameraların karşısına geçen ve "Erdoğan geri dönsün, AB ile ilişkilerimizi donduralım" diyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'dı. Diğeri de üç aydır oğlu Ata'yı ve gelin adayı Sinem'i canlarından bezdirmeyi hüner sanırken, sonunda gelin adayları tarafından "Gelinim Olur musun Evi"nden dışarı çıkartılan Semranım'dı. Deniz Baykal'ın durumunu anlamak kolay. Çünkü o bir yürüyücü. Tayyip Erdoğan ise futbolcu. Tayyip Erdoğan'ın müzakerelerdeki vücut çalımını, Baykal algılayamadı. Gerçekten Erdoğan'ın görüşmeleri terk edip Türkiye'ye geri döneceğini zannetti. Sonucu beklemek için iki saat sabredemedi. Hani hikayede bir adam vardır ya... Allah adama "Yürü ya kulum" demiş. Adam da bunu yanlış anlayıp, hemen otomobilini satmış, yürümeye başlamış. Deniz Baykal da fubolcu değil yürüyücü. Antalyalı yürüyücü, Kasımpaşalı futbolcunun çalımını nasıl algılasın ki? Sinem'in de üç ay dişini sıkıp, kendisine cehennem azabı yaşatan Semranım'a sonunda Gelinim Olur musun Evi'nde kapıyı göstermesi, geniş halk kitleleri tarafından mutlulukla karşılandı. Sinem'in GSM'li halkın SMS oyları ile birinci ilan edildiği açıklanırken, milyonlarca Türk'ün "Oh oldu, iyi oldu" şeklinde çıkardıkları sesler, Türkiye semalarına yükseliyordu. Peki bundan sonra ne olacak. Kanımızca huylu huyundan dönmez. Deniz Baykal ve kurmayları, herhalde Brüksel'de Türkiye'ye üyelik yolunu açan AB liderlerinin kararını, önce Danıştay'da, sonra da Anayasa Mahkemesi'nde iptal ettirmeye ve hiç olmazsa yürütmeyi durdurma almaya çalışacaklardır. Biliyorsunuz, son olarak Ertuğrul Günay da, daha önce ihraç edilen milletvekilleri gibi, CHP'den ihraç kararını yargıya götürdü ve bu kararın yasa dışı olduğu saptanınca, partisine geri döndü. Yani CHP yargı kararlarıyla çok haşır neşir olduğu için, AB konusundaki başarıyı herhalde Erdoğan'a bırakmayacak ve olayı yargıya götürecektir. Bir diğer gelişme de, Semranım ile oğlu Ata Türk'ün, CHP'ye girmeleri şeklinde olabilir. Semranım Deniz Baykal'la uğraşıp onu canından bezdirirken, Ata Türk de sayısız kurultaylardan birinde Genel Başkan adayı olup, Baykal'ın yerine geçer. Bu şekilde CHP'nin, Deniz Baykal'ın sürekli ev sahibi olduğu "Muhalefetim Olur musun Evi"ne dönüşmesi süreci biter. Tabii ki, tarihi 17 Aralık'a damgasını vuran Tayyip Erdoğan gibi isimler de vardı. Ama Deniz Baykal ve Semranım, daha ilgi çekiciydiler.
|