| |
|
|
Sabah farkı belli oluyor!..
Televizyonlarda deli olduğum bir klişe var.. Deli olduğum bir yığın klişe var ya.. Biri bir şey diyor.. Öteki yapışıyor.. Biri maçta yere mi düştü.. Bir sahte ses.. "Umarım bir şeyi yoktur." Yahu adam ambulansla bir yere gider, o zaman da ummazsın, dilersin.. Hayır.. Her spiker bayılıyor bu lafı etmeye.. En deli olduğum da şu.. "Efendim filan olayı kanal bilmem ne farkı ile izleyecekmişiz.." Yahu maçı eloğlu veriyor. Sen sadece naklediyorsun.. Ne farkı.. En sıradan yayınlar "Bilmem ne farkı ile" diye ilan ediliyor.. Yok aslında birbirlerinden farkları.. Neden klişelere yapışıyorlar?.. Çünkü söyleyecek yeni, farklı şeyleri yok.. Yaptıkları farklı bir şey de yok.. Olsa onu söylerler zaten. Hele naklen yayın gibi mal ayni mal olunca, fark yaratılır mı?.. Yaratılırsa nasıl yaratılır?.. Bakın şöyle yaratılır!.. Avrupa Parlamentosu'nda, Daniel Bendit'in hazırladığı gösterinin fotoğrafları tüm medyamıza ayni ajanstan gelmişti. Resmi her gazete kullandı. Ama bir tek Sabah konuşuldu. Neden?. Çünkü Sabah farkı yaratmıştı.. Bir fotoğraftan bir mesaj posteri çıkarılmıştı. Sabah birinci sayfası muhteşemdi. Sabah'ın son reklamı da muhteşem.. Avrupa Konseyi'nde Atatürk konuşuyor.. Atatürk'ün gerçek görüntüleri, konseyin gene gerçek görüntüleri üzerine enfes bindirilmiş.. Atatürk konuşmasını bitiriyor.. Sabah'ın mesajını okuyor ses.. "Efendiler" diye başlayarak.. Atatürk'ün izini sürerek.. Sabah yönetimi ve Güzel Sanatlar Reklamcılık bir ay çalışmışlar bu reklam üzerine.. Son yıllarda televizyonlarda seyrettiğim en güzel şey.. Nasıl duygulandım, nasıl gururlandım.. Sabah'ta çalışmanın keyfi işte bu..
Atatürk ve Avrupa deyince, benim de bir notum var.. Atatürk diyor ki!.. "Efendiler! Avrupa'nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin?.. Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!" 6 Mart 1922, TBMM
|