| |
Metronom..
Metronom, iki vuruş arasındaki süreyi belirleyen alettir. Tempoyu ölçer. Perşembe akşamından başlayarak hızlanan cuma sabahı ise daha da artan AB Zirve pazarlıklarının hızını ölçmek için gerçekten metronoma ihtiyaç var.
Sabah kalktığımda, bir gece önceden Kıbrıs'ta yoğunlaşan kilitlenme durumunun devam ettiğini gördüm. Cumartesi yazısını cuma günü belirli bir saatte teslim etme zorunluluğu var. Başbakan Erdoğan'ın üçte basın toplantısı yapacağını duyunca yazının başına oturma kararı verdim. Ancak, haberler orada kalmadı. Kıbrıs konusundaki pazarlık süreci iyice sertleşti. Başbakan'ın basın toplantısı beklenirken birden Erdoğan'ın Türkiye'ye geri dönme hazırlıklarına başladığı duyuldu.
Art arda haberler gelirken CHP Genel Başkanı Baykal'ın basın toplantısı başladı. Baykal dolaylı olarak hükümete destek verip pazarlık masasında elini mi güçlendiriyordu, yoksa hükümete gerçekten muhalefet mi ediyordu? Yoksa ikisi birden miydi? İşler iyi giderse destek, kötü giderse muhalefet mi? Bu, tam anlaşılamadı.
Beş Avrupa ülkesinin liderlerinin toplantısı.. Türkiye'nin buraya çağrılması.. Komisyon Başkanı, Hollanda Başbakanı ve Annan'ın ortak basın toplantısı.. AB'nin, Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilgili protokolü paraf etme şartından geri adım atması..
Belli ki, Fransa ve Avusturya Kıbrıs konusunu Türkiye'nin müzakere sürecini yokuşa koşmak için vesile yapıyor.. Türkiye, AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti'ni zaten tanıma mecburiyetinde.. Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımadan müzakereleri sürdürme olanağı yok.. Çünkü her dosyanın kapanmasında ya da açılmasında tüm üye devletlerin onayı gerekmekte.. Ancak, tartışma "zamanlamadan" kaynaklanmakta..
Türkiye, Kıbrıs sorunu çözülmeden Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanırsa elindeki tüm kozları yitiriyor.. Sorunu çözme imkânı kalmıyor.. Ayrıca siyaseten de bunun hesabını vermek hiç kolay değil.. Tabii burada Annan Planı'nın oylamasını geciktirerek Papadopulos'un elini güçlendiren, elimizin en güçlü olduğu anda bu imkanı boşa harcatan Denktaş'ı da anmadan insan edemiyor.. Şimdi pazarlık sürecinin en sert bölümünde önümüze çıkan ve zaaflarımızdan kaynaklanan bu sorun Denktaş'ın bize armağanı..
Ülkeler zaaflarını yok etmedikçe güç kaybediyor.. Kıbrıs konusunu hep süründürdük.. Üstelik KKTC'yi tek tanıyan biz olduk çünkü bizim dışımızda herhangi bir Birleşmiş Milletler üyesi ülkenin tanıma olanağı yoktu.. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bizim oradaki varlığımızı milletlerarası hukuk açısından illegal saymaktaydı.. İçeride sorunları açık, berrak, hukuksal bir zeminde tartışmamanın ceremesini, şimdi bir iki ülkenin cinliğinin de devreye girmesiyle bir kere daha çekiyorduk. O ülkeler, KKTC'nin Annan Planı'na onay verdiğini görmezden gelme gibi bir gayret içindeydiler üstelik..
Yazı için son saatler.. Gelişmeler, pazarlığın olumlu sonuçlanacağı umudunu hala taşıyor. Bir gerilip, bir rahatlıyoruz. Metronom çalışıyor. İki gelişme arasındaki zaman hızlı.. Sürat yüksek.. Umarım, yarınki manşetler, Türkiye'nin makus talihini kırmış bir yeni dönemin umuduyla çıkmış olurlar. Yaşananlar, pazarlık sürecinin cilvesi olarak kalır.
|