|
|
|
|
|
|
Çocukların aşırı spor yapması hormon sistemini bozuyor
Her yaş grubunun egzersiz seçiminde dikkat etmesi gereken noktalar var. Çok küçük yaşlarda başlanan iddialı sporlar özellikle kız çocuklarında hormonal sistemi bozarak, adet düzensizliği veya gecikmesine yol açabiliyor. Bilinçli olarak yapılan spor ise, çocuğun iskelet ve kas gelişimine katkıda bulunuyor
Gelecekte de sağlıklı bir ömür sürmek ve yaşam kalitesinin korunması açısından spor yapma alışkanlığının çocuk yaşlardan itibaren kazandırılması gerekiyor. Ancak, bu konuda dikkat edilmesi gereken noktalar var. Clinica Gayrettepe ve Beşiktaş Spor Kulübü doktoru Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Yalçın Yavuzer, hangi yaşta hangi spor türünün yapılması gerektiğini anlattı...
* Çocuklar için nasıl spor öneriyorsunuz? Çocuklar özellikle uzun mesafe koşuları yapmamalı. Çocuklar 15 yaşına kadar maraton koşamaz. Maksimum koşma mesafesi üç kilometreyi geçmemelidir. Haftalık antrenman programı da haftada üç kez 20'şer dakikayı aşmamalıdır. Ağırlık çalışmalarında çocuğun fizyolojik ve anatomik gelişim düzeyine göre ağırlık, kuvvetlendirme ve dayanıklılık artırma antrenmanları yapılabilir.
* Kız çocukları ile erkek çocukları arasında spor branşı seçiminde fark var mıdır? Çok erken yaşta; bale, dans, jimnastik ve yüzme gibi branşlarda iddialı bir şekilde spora başlayan kız çocuklarını bekleyen bir tehlike hormonal bozukluklardır. Aşırı antrenman ve egzersiz belli kilolara düşmek için yapılan aşırı diyetler, hormonal sistem üzerinde ciddi bir stres yaratabilir. Bu da ergenlik döneminde kız çocuklarında adetin geç başlaması ve adet düzensizlikleri şeklinde, çocuğun ilerdeki spor yaşantısını ve genel sağlık durumunu da etkileyecek ciddi problemlerle karşılaşmasına neden olabilir. Özellikle kız çocuklarında cilt altında belli bir yağ dokusunun korunması, düzenli bir ergenlik döneminin yaşanması gerekli. Diyetler, aşırı zayıflama bu düzeni bozabilir. Bu nedenle, kız çocukları profesyonel anlamda spor yapıyorlarsa, bu riskleri göze alma durumunda kalabiliyorlar. Ancak, çocuklarının vücut gelişimi için spora yöneltenlerde zaten aşırı bir zorlama olmuyorsa, büyük problemler gözlenmiyor. Takım oyunlarının 13- 14 yaşından sonra başlaması, çocuğun psikososyal olarak da daha iyi gelişmesini sağlar. Kemik ve kas gelişimi özellikle ergenlik döneminde aynı oranda görülmeyebiliyor. Kas sistemi kemik gelişimine ayak uyduramazsa, çocuklarda dengesizlik ortaya çıkabiliyor. Bu durumda travmalara çocuklar çok daha açık oluyorlar. Spor yaparken bunun göz önüne alınması gerekiyor.
* Spor çocuğun boyunun uzamasını sağlar mı? Sporla çocuğun boyunu ancak genetik yapısının izin verdiği maksimum düzeye yani; en üst noktaya getirmek mümkündür. Yoksa hem annesi hem babası kısa olan bir çocuğun boyunu beklenmedik tarzda uzatmak mümkün değildir. Çocuk spor yaparak ve ailesine göre genetik farklılığını kullanarak, daha uzun bir boy mesafesini yakalayabilir. Yüzme, basketbol, jimnastik bu amaçla tercih edilebilir.
* 40 yaşından sonra spora başlanabilir mi, o zaman hangi dal seçilmeli? Başlanabilir ama tam bir sağlık muayenesinden sonra olası riskler göz önünde bulundurularak yapılacak olan sporun temposu ve ağırlığı belirlenmelidir. Özellikle 40 yaş sonrası ve yaşlılıkta spora başlanıyorsa, haftada üç-dört kez yarım saat kalp ritmini maksimum kalp atım sayısının yüzde 70'inde tutacak şekilde tempoyla yapmalı. Bu da pratik olarak 220'den bulunulan yaşı çıkartarak hesaplanabilir. Ortaya çıkan sayı, maksimum kalp atım sayısını verir. Spor yaparken bu rakamın yüzde 70'ini geçmemek kalp sağlığı açısından uygundur. Kişi, nabız sayarak yapacağı sporun ritmini ayarlayabilir. 40 yaşından sonra daha önce yaptığı sporların hepsine tempoyu düşürerek devam edebilir.
* Osteoporoz yani; kemik erimesi hangi spor branşları ile engellenebilir? Özellikle gençlik döneminde yapılan spor osteoporozu önlemede yaşlılıkta yapılan ya da menopozdan sonra yapılan spordan daha önemlidir. Çünkü osteoporozu belirleyen en önemli faktör; genetik yapı ile birlikte gençlik dönemi yani 20'li 30'lu yaşlarda ulaşılan maksimum kemik kütle miktarı ile ilişkilidir. Bu oran ne kadar yüksek olursa, ilerde osteoporozla karşılaşma tehlikesi de o kadar azalır. Dolayısıyla, gençlikte spor yapmak, günde 1200 miligram kadar kalsiyum alınması, osteoporozdan korunmada çok önemlidir. Menopoz sonrası da ilk yıllarda özellikle fazla miktarda, daha sonraki yıllarda azalan miktarda kemik kütle kaybı olur. Bu dönemde de daha çok vücut ağırlığının ayaklar üzerinde taşındığı tipte yapılan sportif faaliyetler kemik erimesini önlemede daha etkilidir. Yani; yüzme ve bisiklet değil de; uzun yürüyüşler, tenis, golf ve ağırlık çalışmaları osteoporozu önlemede çok daha fazla işe yarar.
|
|
|
|
|
|
|
|
|