|
|
|
|
|
Herkes arkandayız dedi ama...
|
|
* Babanız 1998 yılında yanında çalıştığı kalfası tarafından vurularak öldürüldü değil mi? Nasıl karşıladınız bu olayı? Derler ya, insan bir tehlike gördüğünde oturmaz diye. Babam vurulduğunda oturuyormuş. O kadar güven duyduğu biri tarafından öldürüldü yani, sadece basit bir ağız dalaşı sonucunda. Tabii ki hayatımın şokunu geçirdim, çok perişan oldum ama beni asıl perişan eden babamın katilinin iki yıl sonra aftan yararlanıp hapisten çıkmasıydı. Babamı öldürdü, iki yıl yattı ve çıktı. Düşünebiliyor musunuz? O zamanlar bu af konusuna karşı çıkıyorum diye cezaevinden beni arıyorlardı. Diyorlardı ki "Niye içerden halletmiyorsun kendi işini? Affa karşı çıkma!" Herkes kendi öcünü almaya kalkışsa ne olacak bu memlekette? Adalete falan güvenim kalmadı benim. Babam öldürüldüğünde bile bu kadar incinmemiştim. Bugün Sedat Peker bırakılıyor, yarın bir başkası. Artık üstünde bile düşünemiyorum. Bizzat büyük bir acı yaşadım ve öyle bir noktaya geldim ki beni savunacak herhangi bir şey kalmamıştı. Öyle yalnızdım yani. Sürekli aftan bahsediyorlar. Af varsa o zaman niye suç var, ben anlam veremiyorum. Halkın canını yakan birini meclisin affetme gücü nereden geliyor?
*Yalnızdım diyorsunuz, bu kadar çevreniz var kimse mi yardım etmedi yani? Hiç kimse yoktu. Herkesin başına gelebilecek bir olayı yaşadım ben. Herkes bana "Arkandayız" dedi. Bir takım yerlerde çıkıp bir şeyleri konuşmak kolay. Önemli olan sözünüzü yerine getirmek. Afla mücadelede yardım istediğim zaman ortada kimse yoktu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|