|
|
Bridget makyaj harikası
Renee Zellweger'ın makyörü Graham Johnston "Makyaj, mutlaka gün ışığında yapılmalı" diyor.
Bridget Jones'un Günlüğü" vizyona girdiğinde kadınlar arasında bir fenomen haline geldi. Uçuk kaçık, aşkı arayan genç bir kadın olan Bridget Jones'ta kendilerinden bir parça bulan kadınlar, filmi izledikleri günden itibaren devamını beklemeye başladı. Geçtiğimiz hafta gösterime giren serinin ikinci filmi "Bridget Jones: Mantığın Sınırı"yla hikaye kaldığı yerden devam etmeye başladı. Bridget'in kadınları bu kadar etkilemesinde maceraları kadar, doğal ve sıradan görünümünün de büyük etkisi var. Her iki filmde de Bridget'i oynayan Renee Zellweger'in ve diğer oyuncuların makyajlarını yapan Max Factor'un baş makyörü Graham Johnston, amacının Bridget'in sokakta yürüyen herhangi bir kadın gibi doğal gözükmesini sağlamak olduğunu söylüyor. Sahne tasarımı üzerine eğitim alırken makyaja odaklanarak makyörlük hayatına başlayan Graham Johnston, "Love Actually", "Spy Game", "Gladiator", "The Leading Man", "Trainspotting" gibi birçok filmde de baş makyör olarak görev aldı ve Emma Thompson, Liv Tyler, Brad Pitt, Hugh Grant, Colin Firth, Russel Crowe, Ewan McGregor gibi ünlülerin makyajlarını yaptı. Bir filmde kendisine düşen görevin karakteri yorumlamak, doğru görüntüyü vermek olduğunu söyleyen başarılı makyör, Bridget Jones'ta da bunu amaçladığını anlatıyor: "Bridget Jones hoş bir kız ancak çarpıcı bir güzelliğe sahip bir karakter değil. O nedenle Renee'ye normal bir kız görüntüsü vermemiz gerekiyordu. Rene'nin kendi ışıltısını bir kenara koyarak normal, sıradan bir kız görüntüsünü vermeyi başardık." Graham Johnston filmdeki karakterin makyajını yaparken kendi hayatındaki o karaktere yakın kişileri düşündüğünü söylüyor: "İnsanları izlemeyi çok seviyorum. Bir nevi kişilik arşivim var diyebilirim. Bridget Jones karakteri de aslında 30 yaş üstünde, ona benzer kişilikleri olan tanıdığım kızların bir karışımı diyebilirim. Doğrusunu söylemek gerekirse ona görüntüsünü verirken birkaç yakın arkadaşımdan esinlendim. Zaten onlar da filmi izlediklerinde kendilerinden bir parça görüyorlar. Aslında en zor iş de buydu; Bridget Jones sevilen bir karakter olduğu için kadınların görsel olarak onunla kendilerini özdeşleştirmeleri gerekiyordu."
YÜZLER DAHA RENKLİ Graham Johnston'ın Bridget Jones'a yaptığı makyajdan sonra tüm dünyada "İngiliz Makyajı" adında bir stil konuşulmaya başlandı. Johnston, bu makyaj stili için özet olarak doğal ve basit bir görüntü denebileceğini söylüyor. Ama, her ne kadar stile isimlerini vermiş olsalar da İngiliz kadınlarının artık daha renkli makyaj yapmaya başladıklarına da dikkat çekmeden geçmiyor. Film makyajlarının genellikle modayı yansıttığını, sokaktaki kadını filme taşıdıklarını söyleyen Johnston, yaptıkları işin bir anlamda var olan modayı vurgulayıp, ön plana çıkarmak olduğunu anlatıyor. Başarılı makyör, görev aldığı tüm filmler arasında kendisini en çok Robert Carlye, Jonny Lee Miller ve Liv Tyler'ın rol aldığı "Plunkett & Macleane'in tatmin ettiğini söylüyor. 18'inci yüzyılda geçen ve stilin ön plana çıktığı filmde yaratıcılığını istediği gibi kullanabildiğini söyleyen Johnston, her iki Bridget Jones filmindeki çalışmalarından da son derece memnun olduğunu da sözlerine ekliyor.
Eylem Bilgiç
|