Bir filmin ve bir ulusun öyküsü
1923'te kurulan genç Cumhuriyet, tarihi bir dönemeci geçiyor. Dünya tarihine damgasını vuracak bir birlikteliğin en önemli aktörü olmaya hazırlanıyor. Herkes, bunun 40 yıllık bir süreç olduğunu vurguluyor. Bu, hepimizin bildiği gibi, Osmanlı'nın Batılılaşma çabalarıyla başlayıp, Atatürk Devrimleri ile "çağdaş uygarlık" vizyonu kazanan bir projenin dönüm noktası. SABAH'ın televizyonlarda izlediğiniz reklamı bu vizyonun net bir şekilde vurgulanması aslında. Bu reklamı bir ay önceden düşünüp tartışıp hazırladık. 17 Aralık günü sonucun olumsuz olabileceği ihtimali üzerinde de durduk. Bu nedenle, "Biz doğru bildiğimiz yolda ilerleyeceğiz" cümlesiyle bitirmeye karar verdik. Elbette, hedef Avrupa Birliği'nin bir parçası olmak. Ama önümüzde "çağdaş uygarlık" vizyonunu tuttuğumuz sürece, bu hedef gerçekleşmese bile çok önemli değil. Önemli olan vizyonumuzdu. Bugün, Brüksel'de Batı uygarlığının önde gelen temsilcileriyle bir birliğe katılmanın koşullarını konuşuyorsak, bu Mustafa Kemal Atatürk'ün önümüze koyduğu bu vizyon sayesindedir. SABAH'ın bugünkü birinci sayfası 81 yıllık bir çabanın özetidir. SABAH'ın reklamı da bunun açık ifadesidir. Burada, izlerken insanın tüylerini diken diken eden bu filmi hazırlayan Güzel Sanatlar Ajansı'nın yaratıcı kadrosuna bir kez daha teşekkür ediyorum. Bugün gelinen nokta SABAH'ın 18 yıllık çizgisinin de doğruluğunu gösteren bir noktadır. Türk insanının hafızası çok güçlü değildir. Bugün Avrupa Birliği diye haykıran birçok yayın organının dün nasıl bir çizgide olduğunu net bir şekilde hatırlamaz. SABAH, yerinden bir adım kımıldamadan insanımızın, demokrasimizin, hukukumuzun, işadamımızın, emekçimizin yaşam standardını yükseltecek bu projenin arkasında durdu. İki medya grubunun çatışması aslında Çiller-Yılmaz çatışmasından ibaret değildi. O çatışma, Avrupa Birliği projesinden yana ve ona karşı olan güçlerin çatışmasıydı. O çatışmanın galibi saflarında olmak bugün bize sadece onur veriyor. O gün Gümrük Birliği anlaşmasına "memleketi satıyorlar" diyerek karşı çıkıp Avrupa Birliği projesine köstek olmak için sivil-asker bürokrasiyi kullanmaya çalışanların bugün bu projenin en ateşli taraftarı olmasını dudaklarımızda bir tebessümle izliyoruz. Çünkü biz, 81 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği yola inandık. Bu yolun Avrupa Birliği projesinden geçtiğini gördük ve bu projeye destek veren her siyasi harekete destek olduk. 1923'te başladığımız çağdaş uygarlık serüveninde bugün kritik bir dönemeci aşıyoruz. Türkiye'nin uygarlıklar barışında kritik bir rol oynayacağına inanıyoruz. Bu projenin Türkiye'nin kadınını ve erkeğini gerçek anlamda özgür kılacağını biliyoruz. SABAH'ın tarihi bu inancın tarihidir. Bunca yanlış arasında en büyük doğrumuz budur. Bu da en büyük gurur kaynağımızdır. Sıkıntılı, yorucu, yıpratıcı bir döneme adım attığımızı biliyoruz. Yeni dönemde de bu uygarlık projesinin en ateşli savunucusu olacağız. Muhtaç olduğumuz kudret, bizi en zor günümüzde bile yalnız bırakmayan siz okurlarımızda mevcut.
|