| |
Sanki bedava erzak dağıtmaktalar
Hafta sonu süren müzakereler sonucu ev sahibimle gelecek yılki kira bedelim, yüzde on iki artışla sonuca bağlanmıştır. Hayırlı olsun. İnsafsız ev sahiplerine gösterebilirsiniz bu yazıyı, belki emsal teşkil eder siz de sebeplenirsiniz. Neyse bugünkü yazımızın konusu ayrı. Klişedir biliyorum ama kadın ve alışveriş üzerine bir izlenim fena olmaz diye düşünüyorum. Efendim hafta sonu bir vesileyle kendimi Profilo Alışveriş Merkezi'nde buldum. Aslında bu tip yerlere pek gitmem. Daha doğrusu artık gitmiyorum. Sıkılıyorum, daralıyorum, nemrutlaşıyorum, kalabalığa dayanamıyorum.. Hele yılbaşına üç beş gün kala. Ortalıkta dolaşan Noel Baba figürüne kılım! Noel Baba'yı hiçbir zaman kendime yakın bulmadım. Veletken bile! Bizim coğrafyamızda takılmış olması bunu değiştirmez. Daha da kötüsü primetime'da Mango denen, kadınlar için şeytani bir çekiciliği olan mağazaya da girdim. Benim Mango'da ne işim olabilir? Söyleyemem, karizma çizilir. Zaten mevzu da benim orada ne yaptığım değil, ne gördüğüm. Ben böyle bir alışveriş çılgınlığı görmedim. Bu sahneyi nasıl anlatsam bilemiyorum. Hani doğal afet filmleri vardır, sel, deprem, kasırga falan. Dargelirliye tahliye et derler, yollara düşer. Veya bir savaş filmi de olabilir. Erkekler cephededir. Kadınlar da az sonra işgal edilecek kasabayı terk etmek üzere dağlara tüymek için uzun bir yürüyüşe çıkarlar. Daha da uzatayım, Beatles'ın Amerika'ya ilk gidiş sahnesi.. Hani kadınlar, grubu ilk gördükleri an krize girip garip davranışlar sergilerler. Aynısı Mango'da. Tek fark kadınlar Beatles için değil, bir adet gömlek için krize girmişler. Sanki bedava erzak dağıtıyorlar. Binlerce kadın tekstil istilasına girmişler. Ürünler yerlere saçılmış, üzerinden hoplaya zıplaya geçiliyor. Raflar, tezgâhlar benim gardırobum gibi, ürünler tıka basa gelişigüzel bırakılmış. Arada huzursuzluk çıkaran çocuklar ilgi istiyor. Personelin yapabileceği bir şey de yok. Collapse Theory! Yani bir ortam veya bir durum gelebileceği en kötü duruma gelmeli ki yeni baştan inşa edilebilsin. Arada yapılacak müdahale bir işe yaramaz çünkü. Mango işte bu durumdaydı. Kapının önünde erkek milleti sigara içip, sevgilisinikarısını bekliyor ve hiç de eğleniyormuş gibi gözükmüyorlardı. Ve kasa kuyruğu.. Kilometrelerce.. Bir erkeğe sana dükkânı bedava veriyoruz ama "bu" kuyruğun sonuna geçeceksin deseler "de get işine" der. Bir çift eldiven, bir bluz için bu sırayı bekleyen kadınlar gördüm. Karambol, kaynak, sıranın önüne yamanma girişimleri görülmesi gereken enstantanelerdi. Kadınlara hiç yakışmıyor! Sırtımı duvara verip, ayağımı bastığım eldivenlerin üzerinden çekip bir süre dinlendim. Arkadaşlarımın sevgililerini gördüm, bir ara bizimle çalışan bir editör de gördüm. Ablamın arkadaşını görmezden geldim. Sonra kendime gelip zor attım eve narin gövdemi. Bu nasıl bir dürtüdür, ne biçim bir inançtır ve azimdir gerçekten anlamış değilim. Dürüst olmak gerekirse buradan çıkmış bir kadını evde beklemek veya oradan çıkıp yemeğe gitmek, isteyeceğim en son şey olurdu herhalde.
|