Yapay dünyalarda hayat
İsveçli tasarımcılar Mats Bigert ve Lars Bergström'ün eserleri gelecekten görüntüler veriyor. İkilinin ısı odalarının içine girenler sıradışı bir tecrübe yaşıyorlar.
Bu hafta ilginç iki tasarımcıyı sizinle tanıştırmak istiyorum. Mats Bigert ve Lars Bergström, Stockholm'de güzel sanatlar okurken tanışan ve 1986'dan beri birlikte çalışan iki İsveçli sanatçı. Tasarım endüstrisinin yaratıcı olmaya devam etmesi için diğer disiplinlerden yetenekleri tasarıma nasıl çekmesi fikrinde olan bu sanatçıların eserleri gelecekten görüntüler veriyor. Sanat kökenli yaklaşımlarıyla endüstrinin görmediği imkanları yakalayabiliyorlar. Bunları kendi enstalasyonlarından kazandıkları bilgiyle birleştirince, ortaya inanılmaz büyük üretim teknikleri ve kolaylıklar çıkıyor.
FARKLI İKLİMLER
Başından beri "yapay dünya" yaratma isteyen tasarımcılar, Lizbon'da yapılan EXPO98'de böyle bir enstalasyon yaptılar. Burada sergiledikleri "Climatic Chambers 2"de (iklimle ilgili odalar), ardarda odalarda yarattıkları farklı iklimleri, halkın tecrübe etmesini istediler. Bu dört yapının üzerimize elma gibi düşen "yumurta şekli", iklimle ilgili fikirleri keşfetmek ve özel kültürler üretmek için kusursuz. Nem, ısı, fırtına ve soğuk iklimler için odaların içi ve dışı uygun malzemelerle yapılmış. Mesela ısı odasında bakır, soğuk odanın içinde alüminyum, dışında soğuğu hatırlatan beyaz renk kullanılmış. Odalar arasında yürürken, insanlar karmaşık bir sanat tecrübesi yaşıyorlar. Bir heykelin içinde olduklarını ve uçlardaki iklimin duyularını uyardığını hissediyorlar. Isı ve insanların malzemeden beklentileri, sanatçıların "sıcak ve soğuk" bardaklarında önemli rol oynuyor. Bu durumda, sıcak ve soğuğu; kırmızı ve mavi, yumuşak ve sert, gibi birleştiriyorlar. Bunların formu, deseni ve malzemesiyle oynayarak, inşa ediyorlar. Porselen bardakları kırmızı "yumuşak" yarım daireli desenli. Bu, sıcak içeceklere uygun beyaz porselenden yapılmış. Cam bardakta ise mavi renkli "sert" üçgen desenleri var ve yazın soğuk bir içecek için ideal. İklimle ilgili bu odaların yumurta şekli her yerde devam etmiş. 2000'de de bir kişinin üzerinde uzanabileceği beyaz yumurta şeklinde bir halı yaptılar. Tasarımın en temel unsurlarından biri iletişimdir. Bigert ve Bergström tasarımcı olmadıkları halde, iletişimi en iyi şekilde başaran sanatçılar. Bunun değerini anladığımız gün iletişimi ve hikayesi olan ürünler, tasarımlar veya enstalasyonlar üretmeye başlayacağız. Tüm tasarımcıların iletişimi önem sırasında en üste koymaları gerektiğine inanıyorum.
|