|
|
Spor ekranında nefes nefese
Pazar gününe her zaman olduğu gibi spor yayınları damgasını vurmuştu. Ama bu hafta damga biraz daha iriceydi. Zira Galatasaray-Fenerbahçe derbisi vardı. Öğle saatlerinden itibaren spor yayınlarını izlemeye koyuldum. İlk durağım atv'deki Banvit-Fenerbahçe basketbol maçıydı. Murat Murathanoğlu-İsmet Badem ikilisi yine kendilerine özgü anlatımlarıyla maçın heyecanını, seyir zevkini arttırıyorlardı. İkili, zaman zaman kendilerini ti'ye almaktan da geri durmuyordu. Örneğin Murat Murathanoğlu bir ara "Biz burada gördüğümüzü söyleyeceğiz. İki gözlüklü artık ne görebilirsek tabii..." deyiverdi. Bu arada İsmet Badem'in zaman zaman oyuncular, koçlar ve hakemlerle maç sırasında diyaloğa girdiğine de şahit oldum. Bir anlatıcının oyuna bu kadar müdahale etmesini ve "oyunun tam ortasında durmasını" doğrusu yadırgadım. Ardından tv 8'de merakla beklediğim Milan-Fiorentina maçına kilitlendim.
FATİH TERİM MÜTHİŞTİ Karşılaşma öncesinde ve sonrasında tv8'- in Spor Müdürü Göktuğ Sevinçli'nin Fatih Terim'le yaptığı söyleşiler çok doyurucuydu. Hem Milan'ı hem de Fiorentina'yı çalıştıran Terim'in ekran yorumculuğuna ise hayran kaldım. Pozisyon analizleri bilgi ve tecrübe yüklüydü. En az üç golü, pozisyonların henüz başındayken haber verdi. Ekran başındakileri, yakından tanıdığı futbolcuların bilinmeyen özellikleri konusunda bilgilendirdi. Yorumlar için ölü zamanları kullandı. İyi bir futbol analizcisi olduğu kadar tecrübeli bir yayıncı gibiydi. Keşke tv8, İtalyan ligindeki tüm önemli maçlarda Fatih Terim'den yararlansa...
SOYUNMA ODASINDA MI? Lig TV'nin sabahın ilk saatlerinde başlayan derbi canlı yayını ise eksiksizdi. Lig TV'nin başarılı muhabiri Deniz Türker ise canlı bağlantı sırasında devirdiği çamı fark etti mi bilmiyorum. Deniz, Şükrü Saraçoğlu Stadı'na yerleştirilen güvenlik kameralarından söz ederken durumu biraz abartmıştı: "45'e yakın kamera var. Tribünlerde, koridorlarda, stat dışında, otoparklarda, soyunma odalarında..." Ne? Soyunma odalarında mı? Peki gizli taktikler ve mahremiyet ne olacak? Herhalde Deniz, soyunma odalarına giden koridorları kastetmiş olmalıydı. Rıdvan Dilmen'in yorumları ise bu kez tatsız tuzsuzdu. Galatasaray adına denge sağlamak için Rıdvan'ın yanına oturtulan antrenör Bülent Ünder ise iyi bir futbol bilgisine sahip olmasına rağmen bunu yorum olarak ekrana taşımakta zorlandı. İçimden "Keşke bu maçı Rıdvan Dilmen ve Fatih Terim yorumlasaydı" diye geçirdim.
GS-FB SEKS MAÇI! Rutin temposunda devam eden "Maraton" ise Aziz Yıldırım'ın "Bu maç oynatılmamalıydı" şeklindeki açıklamasından sonra "ayıldı!" Aziz Yıldırım, bu açıklamasıyla Pazar akşamı pek çok spor programının içeriğini ve yayın akışını değiştirdi. Acaba Fenerbahçe Başkanı bu sert çıkışı yapmasaydı, Pazar gecesi spor programları bu konuyu bu kadar ağırlıklı olarak gündeme getirecek miydi? Hiç sanmıyorum... Erman Toroğlu ise ilerleyen dakikalarda iyice coştu. Koridorlar boşalmadan hakemin maçı başlatmaması gerektiğini anlatırken, "Bana ne kardeşim? 12'de başlat, 4'te bitir. Seks filmi gibi olsun. Fenerbahçe-Galatasaray seks maçı!.." deyiverdi...
TEMEL FIKRASI GİBİ Star'daki "Telegol"de en dikkat çekici olan ise Gökmen Özdenak'ın iddiasıydı. Özdenak, "Tribün terörünü başlatan Galatasaray'ın eski başkanlarından Ali Tanrıyar'ın 'Galatasaray'ı sevmeyen ölsün' lafı ve Ömer Çavuşoğlu'nun Galatasaray bayrağına tecavüzüdür" dedi. Stüdyo konukları arasında bulunan Çavuşoğlu ise bu iddiaya karşılık susmakla yetindi. Gecenin "bombası" ise "Telegol"de Galatasaray'ın eski yöneticisi Abdürrahim Albayrak'tan geldi. Albayrak, tribündeki merdivenlerin işgal edilmesini önlemek için "dahiyane" bir teklifte bulundu: "Merdivenlerin kenarına tel örgü konulsun, kimse yan tarafa geçmesin!" İyi de zaten o koridorlar "acil tahliye" için boş bırakılmak isteniyor Sayın Albayrak... Ömer Çavuşoğlu bu teklife çok güldü. Eh, gülünmeyecek gibi değildi ki, Temel fıkrası gibiydi...
|