|
|
|
|
|
|
Ben görmüş geçirmiş bir sanatçı modeliyim
İkinci Ünlüler Çiftliği'nde birinciliği göğüsleyen Toprak Sergen, "Başım göğe ermedi belki ama özel bir deneyim oldu" diyor. Sakinliğinin ve istikrarlı duruşunun altında yatan nedeni ise yıllardan beri sanat camiasının içinde olmasına bağlıyor '.
Hiç öfkelenmeyen, hiddetlenmeyen, mantığına uymayan işlere girişmeyen Toprak Sergen, 7 yaşından beri sanat camiasının içinde. Babası Semih Sergen, abisi ise Burak Sergen... "Ben hem okullu hem çekirdekten yetişmeyim" diyen ve çocukluğundan beri bir ferdi olduğu sanat dünyasının kendisini hiç şaşırtmadığını söyleyen Toprak Sergen, bunun sırrını şöyle özetliyor: "Dikkat edin, Küçük Emrah da benim gibi sakin ve istikrarlı. Ben buna görmüş geçirmiş sanatçı modeli diyorum..."
* Ünlüler Çiftliği'ne neden katıldınız? Şöhreti tazelemek miydi amaç? Şimdi ben bir dizi yapsam şaşırır mısın... Film yapsam yine şaşırmazsın. Ben sabah şekerleri bile yaptım televizyonda. Ama çiftliğe girmeme herkes şaşırdı. Şaşırtmak lazım. Ne diyor 'Mor İneğin Akıllısı' kitabının yazarı? 'Farklı ol ya da öl'. Yaptığın iş farklı olmalı ya da akıllıca olmalı. Ben çiftliği bir televizyon işi olarak gördüm. BBG'den başlayarak bu konsept bana hep ilginç gelmiştir. Denemek istedim.
BEN HEP SAHNEDEYDİM * Çiftlikten birinci çıktınız... Başım göğe ermedi belki ama benim için özel bir deneyim oldu. Orada kişiliğimi, fikirlerimi, yaşama bakış açımı ortaya koydum. Birinci olmam, bu tarzın halk tarafından takdir görmesidir, düşüncelerimin onaylanmasıdır. Gururu okşuyor...
* Bu piyasada gördükleriniz sizi şaşırttı mı? Konservatuvarda öğrendiklerinizi görebildiniz mi? Beni şaşırtması mümkün değil. Zaten ben bu piyasanın içine doğdum. 7 yaşında sahneye çıktım. 11 yaşımda seslendirme yapmaya başladım. 14'ümde He-Man'i seslendirdim. Ben hep sahnedeydim. Zaten piyasanın 'kurtlar sofrası' denen her şeyini biliyordum. İnsanlar beni hiç şaşırtıp, yıldırmadı. Ankara'dan İstanbul'a geldiğim dönemde; Cem Özer, televizyon programında bir gece şovu yapıyordu, Yasemin Evcim, dönen bir platformun üzerinde dans ediyordu. "Bunlar yapılıyorsa ben daha iyisini yaparım, mutlaka İstanbul'a gitmeliyim" dedim. Bu yüzden Ankara Devlet Tiyatrosu'na girdiğimin ikinci ayında istifa ettim...
* Yani hiç sizi üzen bir şey olmuyor mu? Oluyor, hâlâ borcu olan yapımcılar var. Ama ben hayata pozitif bakıyorum. Bir de bu işe yıllarımı verdim, Küçük Emrah gibiyim.
* Kendinizi mükemmel mi buluyorsunuz? Hiç kontrolsüz olduğunuz zaman yok mu? Estağfurullah mükemmel değilim. Benim sırrım dayak yiyip, tekrar hemen ayağa kalkabilmem. Yumruğu yiyince yere yığılmam, döğüşmeye devam ederim. Neyim eksik diye tartarım, bunu da ortada konuşmam. 'Ben bunu yaparım' diye ortalarda çıkıp, boş haykırış, bana ayıp gibi geliyor abi.
BÜLENT İPEK
|
|
|
|
|
|
|
|
|