|
|
Rusya ve değerlenen ruble
Putin'in Türkiye'yi ziyareti, geçen hafta Rusya'yı gündemin başlarına oturttu. Konular genelde politika ve ticaret üzerine yoğunlaştı. Rusya'nın ekonomik performansı gözden kaçtı. Bundan altı yıl önce Ağustos 1998'de, Rusya krizi dünyayı sarstı . Rus yöneticiler, 100 milyar doları aşkın devlet tahvil ve bonolarını ödememe kararı aldı. Ülkenin uluslararası kredisi bir anda sıfıra düştü. Birçok kişi "bu devlet artık adam olmaz" kanısına kapıldı. Uluslararası finans piyasaları, para basıp borçlarını ödeme yerine, bu yöntemi seçen yöneticilerinin yaptığı hatanın sonuçlarının yıllarca süreceğini düşünüyorlardı. Sonra baktık ki, 2003 sonlarına doğru Moody's ve Standart and Poor's gibi ünlü kredi değerleme kuruluşları, Rusya'yı BBB notuyla yatırım yapılabilir ülke derecesine yükseltiverdi. Peki bu nasıl olmuştu? Bu sihirli olayın kaynağında petrol yatıyordu. Petrol rezervleri ve üretim gücü yüksek olan Rusya, artan petrol fiyatlarının da yardımıyla, düşündüğünün ötesinde hem döviz hem de bütçe geliri şeklinde kaynak girişi sağladı. Buna ek olarak, Başkanlık görevini devralan Putin, devletin petrol gelirlerine hakim oldu. Hırsızları temizledi. Satılan petrolden elde edilen gelirlerin devlet kasasına girmesini sağladı. Bu basit gibi görünen ve fakat Rusya için zor bir süreci gerektiren önlem, 2004'te ülkeyi bambaşka bir düzeye taşıdı.
Petrol çok şeye kadir! Son iki yıldır % 7'nin üzerinde büyüyorlar. Enflasyon % 10 düzeyinde. Döviz rezervleri 120 milyar dolara yaklaşmış. Toplam dış borcu 88 milyar dolar. Çoğunluğu petrol olan ihracatı 170 milyar dolara erişmiş. İthalatı ise 100 milyar dolar. Bütçesi fazla veriyor. Bu tablo kuşkusuz, 1990'lı yılların sonundaki durumdan hayli farklı. Petrolün nelere kadir olduğunu yansıtıyor. Ancak böylesi olumlu bir tablo oluştuğunda, bilinen sorun hemen karşınıza çıkıyor. Paranız, diğer ülke paralarına göre değer kazanıyor. Rus para birimi Ruble de bu süreçten kendisini kurtaramadı. Enflasyonu % 10'lar düzeyinde sürünce döviz kurunun da değerlenmesi kaçınılmaz hale geldi. Hedef olarak hem enflasyonu hem de kuru kontrol etme politikasını benimseyen Rusya Merkez Bankası, Ruble'nin fazla değerlenmesine izin vermedi. Müdahalelerini kesiksiz sürdürdü. Rusya'nın IMF ile parasal temele dayalı bir anlaşması yok. Ancak, "4. Madde Konsültasyonlarına" tabi. Her yıl IMF uzmanları gelip, ekonomiyi inceliyorlar. Bulguları IMF'nin İcra Direktörleri Kurulu'nda görüşülüyor. Son tartışma da temel konulardan biri döviz kuruna müdahale edilmemesi ve kura daha fazla esneklik verilmesine odaklanmış.
Kura daha fazla esneklik IMF, dövize müdahaleye karşı. " Kısa vade hariç kur hedefiniz olmasın ve kura daha fazla esneklik verin " diyor. Ayrıca, Rus yetkililerin Ruble'nin değer kazanmasından ortaya çıkan maliyeti abarttıklarına inanıyor. Kurda esnekliğin artmasının faiz farklarını düşüreceği, bunun ise spekülatif sermaye girişini azaltacağı fikrinde. Rus yetkililer, bu önerileri sadece not ediyorlar. "Biz kura müdahale ederiz" diyorlar. Bankacılık sistemi aracılığı ile giren kısa vadeli spekülatif dış fonlar için ise yüksek karşılık oranı uyguluyorlar. Bakalım, 2000 yılından bu yana IMF ile bir anlaşması olmayan ve gayet iyi bir performans gösteren Rusya, döviz kuru konusunda haklı mı çıkacak. İzleyeceğiz.
|