Uçağın motoruyla yatan kadın
Havacılık sektöründe yaşanan bazı olayları dışarıdan birisinin anlaması, anlam vermesi gerçekten zor. Yaklaşık 7 yıl öncesine kadar, Alman havayolları Lufthansa'nın bir iştiraki olan ve merkezi Hamburg'da bulunan Lufthansa Teknik'in halkla ilişkilerine bakan yaşlı ama dinamik bir hanım vardı. Yoruldu ama meslek aşkıyla emekli oldu. Unutulmadı. Birçok havayolunun uçakları, işadamlarını jetleri Lufthansa Teknik'de baştan ayağı yenilenip, A'dan Z'ye bakımdan geçirildiği için Almanlar bu işe ve tanıtımına çok önem veriyor. Önem vermekte de haklılar, zira bu alandan çok büyük paralar kazanıyorlar ve dünyada bu işi en iyi yapanlar arasındalar. "Bir şirketin bu noktaya gelmesinde çalışanların nasıl bir payı olabilir?" sorusuna da cevap teşkil ediyor, bu hikaye. Havacılık sektörüne 20'li yaşlarda adım atıp, 60'ına kadar her türlü deneyimi geçiren bu yaşlı hanım, Lufthansa Teknik'i ziyaret edenleri şaşkına çeviriyordu. Zira uçakların teknik bakımlarının yapıldığı yerler, hava meydanları, terminaller gibi cafcaflı görünüme ve tanıtım açısından çok hoş manzaralara sahip değil.
HALKLA İLİŞKİLER DERSİ Zaten uçağa adım attığınızda koltuklar yoktur. Pilot mahallinde yeller esmektedir. Zeminde duran çok sayıda parça, tavandan asılan kablolar, havalandırma boruları ve daha birçok şey sizi şaşkına çevirir. Ve yanınızda bir Alman teyze vardır. Eğer meraklıysanız ki havacılık tozu yutmuşsanız öyledir- sormaya başlarsanız. "Bu nedir? Şu parça ne işe yarar?" Şaşıracaksınız ama bu Alman teyzenin sorularınıza veremeyeceği cevap yoktur. Zira teyze her soruya cevap veriyor. Meraklıları bilgilendiriyor, hatta onlara ufuk açıyordu. Derken bayan arkadaşlarımızdan birisi Alman teyzeye sordu; 'Bu kadar çeşit parçayı, eskisini ve yenisini, neyin nerede kullanıldığını nasıl biliyorsunuz?' Cevap harikaydı; 'Her gün bir yedek parçayla yatırıyorum. Bir gün uçağın motoruyla, ertesi gün levye ile flaplaYıllarım böyle geçti ama artık yoruldum.' Evet yoruldu ve 7 yıl önce emekli oldu. Şimdi hakla ilişkiler yapan kişilerin toyluğunu, acemiliğini gördükçe hep bu teyze aklıma gelir. Havayolu şirketinde PR yapıp uçak tipi tanımayan, hatta uçağa binmeyen, bir şirketin işlerini üstlendiği halde bu alanda hangi gazetede kimin ne yaptığını dahi araştıramayanlarla, uçağın motoruyla yatan teyzenin durumunu varın siz kıyaslayın. Hayır onlar da "Her gün bir gazeteyle yatsın" demiyoruz, ama
|