Alakasız bir olay
Biliyorum, bizimle hiç ilgisi yok. "Türkiye'yi ilgilendiren" bir olay değil. Yer uzak, mevzu yabancı. Hani, "başımıza gelecek türden" de sayılmaz... Denebilir mi, bilmem.
*** Bu sütunda da zaman zaman anılmış bir ülke, Venezüella. Zaman zaman anılmış bir olay, Nisan 2002, kısa süreli darbe. O anmalarda kulakları çınlatılmış bir başka ülke, ABD. Daha doğrusu, onun, demokratik yollardan iktidar olsalar bile, kendilerine muhalif yabancı yönetimlerden hiç hoşlanmayan Bush yönetimi. İşte, Felluce'den filan tanıdığınız zatlar. Neyse, hikaye şu.
*** ABD seçimlerinin hemen ardından, 18 Kasım'da Venezüella'da bir otomobil havaya uçuruldu. İçinde, Danilo Anderson adında bir savcı vardı. Öldü. Sıradan cinayetlerin dışında, bir suikastın nedenleri, genellikle, hedef alınan kişinin, bazen aklında, yüreğinde, bazen çantasında taşıdıklarıdır. Anderson'u hedef yapan temel neden ise şuydu: 2.5 yıl önceki, biraz asker-biraz iş dünyası-biraz sendikalar-biraz medya-biraz ABD kokulu darbenin soruşturmasını yürütüyordu. Öyle, maksat dostlar alışverişte görsün cinsinden değil. Tam tersine, 400 kadar ismi hedef alan... Dış bağlantıların kanıtlarını kurcalayan, ciddi, çok ciddi bir soruşturmaydı. Belgelerin arasında, darbecilerle ABD yönetim kademeleri arasındaki ilişkilere dair ipuçları da bulunmaktaydı. ABD Dışişleri'nden bazı isimlerin, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nden, 1980'lerin ünlü darbe ve ölüm mangaları organizatörü Elliot Abrams'ın darbecilerle temaslarına dair. Bu arada, bir sivil toplum örgütü maskesiyle, "dünyada demokrasi ve özgürlük meşaleleri yakmak" gibi ulvi amaçla, eski Doğu Avrupa'dan Ortadoğu'ya, bu arada Türkiye'ye kadar, bağlantılar kuran, toplantılar düzenleyen, kimi "sivil toplum örgütü"nü ve siyasi şahsiyeti finanse eden "National Endowment for Democracy" (NED) isimli örgütün darbe teşvikçiliğine dair de.
*** İşte o savcı, kendi ülkesindeki darbecileri, darbe organizasyonunu ve seçilmiş bir iktidara karşı darbede ABD yönetimi ile "demokrasi ve özgürlük havarisi" sivil toplum örgütlerinin marifetini kovalayan Anderson... Otomobili havaya uçurularak paramparça edildi. Bilirsiniz, böyle şeyler geçmişte de çok olmuştu. Tahmin etmeniz lazım; bugün oluyorsa, yarın da olabilir. Bir savcıya karşı olabilir, bir siyasetçiye, bir işadamına, bir gazeteciye, ne bileyim, ya ölümü ses getirecek yahut ölümü sessizliği sağlayacak birine karşı olabilir. Bu sıralar ABD ile birtakım gerilimler yaşayan herhangi bir ülkede de olabilir mi; nereden bileyim! Bildiğim ve söylemek istediğim şu: Bizde, adı "sivil toplum örgütü" olan kimi iyi niyetli, kimi demokrat, kimi özgürlükçü gruplar, şu NED bağlantılarını lütfen bir gözden geçirsin. Darbelerle, suikastlarla anılan bir "demokrasi, özgürlük, sivillik" ve tabii "para" kaynağı ile kankalığı kesiversin. Elbette Anderson' un çantasında Türkiye filan yoktu; ama başka çantaların kekliği olunmasın!
|