Okuduğunu anlamamak
Birkaç gün önce sevgili Pakize Suda bir yazısında bizim de yaşadığımız benzer bir hadiseye değindi. Cem Yılmaz'ı övüp Cem'i eleştirenleri eleştirdiği ironik yazısından sonra kendisine gönderilen "Helal olsun Cem'in ağzının payını vermişsiniz" ya da "Cem'e haksızlık etmeyin" tonundaki 8 e-mail mesajından sonra insanların okuduğunu anlamadığından yakınıyordu Suda. Haklıydı. O yazının yayınlandığı sıralarda benzer duyguları biz de yaşıyorduk çünkü. CHP Genel Başkanlığı'na soyunan Mustafa Sarıgül'ün, kendisini yerini dibine sokan Deniz Baykal'a Gülben Ergen'in 'Kandıramazsın beni' şarkısıyla cevap vereceğini duyunca, biz de Deniz Baykal'ın benzeri bir şarkılı cevabi mesajını üretmiş, sosyal demokrat seçmenin de pop müzik düzeyine inen solda lider arayışına tepkisini Gülşen'in 'Oof of'uyla verdirmiştik. Bu yazıda Sosyal Demokrat seçmenleri tanımlarken 'kelaynak misali soyu tükenen sosyal demokratlar' tabiri kullandık. Vay sen misin kullanan. (Kaldı ki, bunu ilk kullanan da biz değiliz.) Bu benzetme bir 'sosyal demokrat'ı çooook kızdırmış.
DURBAŞ'A BİLE ŞİKAYET Bize yolladığı e-mailde Kuvayı Milliye'den girip, Sevr'den çıkmış. Bir yığın da emperyalizm edebiyatı yapmış. Kendisine nazik bir dille 'aslında kendisinin düşüncelerini savunduğumuzu, yaşanan son örnekteki gibi kısır ve düzeysiz çekişmelerden dolayı gerçek sosyal demokrat sayısının hayli azaldığını, bu yüzden kelaynak örneği verdiğimizi' anlatmaya çalıştık. Yani "Kardeşim biz senin yanındayız, bu yazıyı senin gibi sandık başında yalnız ve çaresiz kalanlara destek olsun, onların duygularına tercüman olsun diye yazdık. Neden gidip bir kelimeye takılıyorsun ki?" dedik. Ama gördük ki, biz dediğimizle kalmışız. Zira cumartesi günü bu gözünden at gözlüğünü çıkarmamakta direnen arkadaşın yemeyip içmeyip, bizi bir de sevgili Refik Durbaş'a şikayet etmiş olduğunu gördük. Durbaş, bize de benzeri yollanan e-mail notunu köşesine taşımış. Benzeri diyoruz çünkü bu seferki maile onbaşıların general olduğu ülke benzetmesiyle bizim ne kadar seviyesiz ve yetersiz yazarlar olduğumuz da eklenmiş. Düşük fikirli ve hakaret edici üslubumuz ise eleştirilmeye bile değer bulunmamış. Ve de espriye yorum katmak diye de bir veciz söz sarf edilmiş. Kendisi başlı başına ve oldukça keskin bir yorum biçimi olan mizaha ekstradan yorum yapmakla da suçlanmışız anlayacağınız. Meğer biz ne acayip adamlarmışız!!
KELAYNAK GÜZEL KUŞTUR Yazının son cümlesi de hayli ilginç -bu bize gelen mailde de varbu ülkede nesli tükenmesi gerekenler Sosyal Demokratlar değilmiş, asıl nesli tükenmesi gerekenler emperyalistlere boğun eğmiş, toplumsal ve ulusal duyarlılıktan uzak olanlarmış. Şimdi bu cümleyi okuyan da sanacak ki, biz "Bu sosyal demokratların soyu tükensin" demişiz. Yazıda altı üstü "Soyu kelaynaklar gibi tükenen" demişiz. Bunun yerine "Kaşıkçı elması gibi nadir bulunan" desek sorun olmayacak. Halbuki aynı şeyi demiş olucaz. Kompleksin bu kadarına da şapka çıkarılır doğrusu. Bu arkadaşa biri 'aslansın' dese, sen bana 'hayvan' dedin diye üstüne atlayacak demek ki... Kelaynak da güzel kuştur ayrıca. Korunma altına da alınmıştır. Ne var bunda? Kelimelere ve demagojilere saplanıp kalmış, bu ülkede sadece kendini vatansever ve duyarlı sanan, her şeyin bir tek kendisinin farkında olduğuna inanan, bağnazlara hesapta karşı durup onlardan daha bağnaz davranan komplekslilere aslında hiçbir şey dememek, gülüp geçmek gerekiyor ama duramıyoruz işte.
ÖZÜR DİLİYORUZ... Pakize Suda'nın başına gelenlerin akabinde bizim yaşadıklarımız, 'okuduğunu anlamamak' şeklinde ciddi bir sorunumuzun olduğunu ortaya çıkarıyor. Devletten yardım bekliyoruz. Okuma-yazma seferberliğinin bir benzerine, okuduğunu doğru anlayabilme seferberliğine sonuna kadar destek vereceğiz, söz veriyoruz. Ve gerçekten özür diliyoruz. Kimden mi? Kelaynaklardan. Bu güzel kuşu böylesi saçma salak bir tartışmaya bulaştırdığımız için...
|