|
|
Bunlar da Zeynep'e Reha Muhtar'ın soruları..
Zeynep kızımız, daha 17 yaşında, 31 yaşındaki Murat Kılınç tarafından kaçırıldı.. Murat Kılınç'ın 17 yaşındaki Zeynep'i alıkoyması nereden bakarsanız bakın bir suç.. Ama müsaade ederseniz benim Zeynep'e birkaç sorum olacak.. Ne de olsa böyle binlerce olay gördüm.. Böyle olaylarda kim doğru söyler, kim yalan söyler, kim abartır biraz bilirim.. Olaylar çoğu zaman gösterilmek istendiği gibi değildir, bunu da bilirim.. İlk ortaya çıkan görüntünün altında birçok bit yeniği vardır, bunları da yaşayarak öğrenmişimdir.. Şimdi gelelim Reha Muhtar'ın sorularına: 1) 31 yaşında sana karşı patolojik ilgi duyan bir adam seni kaçırıyor.. Tam olarak nasıl kaçırıyor?. Bir anlatabilir misin?. Seni minibüse atarlarken, etrafta hiç kimse yok muydu?. 2) Ayşe Arman'a demişsin ki, "bir kere birinden yardım istedim.. Pencereden 'bakar mısınız' dedim .. Yardım istediğim adam korktu.. Köpeğini aldı koşa koşa gitti .. " Bu anlatımından, tanımadığın birinden yardım istediğini anlıyorum, doğru mu?. 3) Şimdi gelelim sadede.. Yoldan geçen tanımadığın herhangi birinden pencereden uzanıp yardım istediğini söylüyorsun.. Peki Çanakkale'ye giderken trafik polisi sizi çevirince, niye ondan yardım istemedin? 4) Trafik polisine " Memur bey ben 17 yaşındayım.. Yanımdaki bu adam beni kaçırdı" desen o sana yardım etmeyecek miydi?. Trafik polisi, polis değil mi?. Ona durumu anlatman bu kadar zor mu?. Yoksa 19 gün senin kılına dokunmayan bu adam, sen bunu söyleyince oracıkta seni ve polisi vurup öldürecek miydi?. 5) Trafik polisine yakalanınca, " Murat Kılınç aniden panik oldu " diyorsun ve devam ediyorsun.. "Bana sakın heyecanlanma dedi.. Ben de 'ben niye heyecanlanayım asıl sen heyecanlanma' dedim, 'bana bir şey olmaz sana bir şey olur.." Sizin aranızdaki bu diyalog bana biraz tuhaf geldi.. Sana, sakın heyecanlanma diyor.. Sen de ben niye heyecanlanayım sen heyecanlan sana bir şey olur diyorsun.. Siz ortak mısınız ki aranızda durum muhasebesi yapıyorsunuz.. Benim bildiğim kaçırılan kişi, polisi görünce kurtuldum umuduyla polise sarılır.. 6) Söylendiğine göre, peruk takıp alışverişe çıkmışsınız.. Tam anlayamadım!. Yani sen kaçırıldığın esnada, seni kaçıranla çarşı çarşı gezip alışveriş mi yapıyordun?. Bu senin de söylediğin gibi dünya çapında çok ilginç bir kaçırma olayına benziyor.. 7) Alışverişe çıktığında tanınmamak için peruk taktığını söylüyorsun.. Nasıl yani?. Bu adam peruğu sana zorla, cebir ve şiddet kullanarak mı taktırdı?. Sen tanınmamak için taktıysan sevgili Zeynep, niye tanınmamaya uğraşıyorsun?. Kaçırılan insan tanınmamaya değil, tanınmaya uğraşmaz mı?. Hani birisi tanır da, ben de yakayı kurtarırım demez mi?. 8) Alışveriş ederken, tezgahtar kıza, kasadaki görevliye, dükkan sahibine hiç mi ben kaçırıldım diye mesaj ulaştıramadın.. Kaçan ve kaçırılan, nasıl mağazaların ortasında hiçbir şey olmamış gibi alışveriş yapabiliyor.. Ben pek anlayamadım.. Tam anlatır mısın?. 9) Bütün bu günler boyunca, "Kafası onu istemediğimi alacak zannettim.. Biraz kalınmış almadı" diyorsun.. Madem onu istemediğini kalın kafasına anlatmak istiyordun, peruk takıp alışverişe çıkmasan ve onun almanı istediği şeyleri almasan daha iyi olmaz mıydı?. Hani o zaman onun "kalın kafası" senin onun hiçbir şeyini istemediğini, dolayısıyla hiçbir çıkışının olmadığını daha iyi kavrayamaz mıydı?. 10) Neyse " İyi geceler Zeynep, Her Nerede Yaşanıyor ve Yaşatılıyorsan.."
|