 |  |
  |
|
'Ateş dansçıları'ndan mektup var!..
Yıllardır çalışıyorum onlarla. Azgın alevlerin içine girdiklerinde, zor durumdaki insanları ölümden kurtardıklarında hep yanlarındaydım. Gece nöbetlerimde yine sık sık karşılaşır, tehlikeli işlerinden arta kalan zamanlarda konuşuruz. Çoğu zaman onları ağır şekilde eleştirmişimdir. 'Abi-kardeş' ilişkimizde dertleştiğimiz zamanlar da çok olmuştur. Şimdi işleri uğruna canlarını ortaya koyan 'ateş dansçıları'nın dertlerine dikkat çekmek istiyorum. Buyrun.. "Savaş abi.. Yazılarınızı izliyor ve sizi takdir ediyoruz. Bir nebze olsun vatandaşın sorunlarıyla ilgileniyor ve cevap bulamaya çalışıyorsunuz. Size sonsuz teşekkür ediyoruz. Bizim de sorunlarımızı yayınlayıp yetkililerden bir cevap alabilirseniz çok memnun oluruz.
'Eşit işe eşit ücret verin' Biz İstanbul İtfaiyesi'nde çalışan 657 nolu yasaya bağlı itfaiye memurlarıyız. Bizim problemimiz İstanbul İtfaiyesi'ndeki adaletsizlik, eşitsizlik, insan haklarına ve anayasanın eşitlik ilkesine aykırılık. Bizler şimdi adaletsizliği gidermek için 'eşit işe eşit ücret vereceğiz' diyerek yönetime gelen yetkililere haykırıyoruz. Bizler aynı işyerinde, aynı havayı teneffüs eden, aynı yangını söndüren, aynı trafik kazasına giden, aynı dumanı yutan, aynı sel baskınlarında kurtarma yapan, otuz metrelik ağacın tepesindeki kediyi kurtaran, aynı aracı kullanan, ama maaşa gelince 'ayrı' maaşı alan itfaiyecileriz.
İşçiye ayrı, memura ayrı İstanbul İtfaiyesi'nde maalesef çifte standart uygulanıyor. Aynı işyerinde memur itfaiyeci ve işçi itfaiyeci olarak çalışıyoruz. Aynı işi yapıyoruz, ayrı maaşı alıyoruz. Bu konu on yıldır devam ediyor ama yetkililerden hiç ses çıkmıyor. Bir işçi itfaiyecinin maaşı bir memur itfaiyecinin maaşının iki katı. Bir de buna sosyal haklar eklenince (ikramiye, elbise parası, yol parası, vb.) üç katına çıkıyor. Haftanın hangi günü olursa olsun cumartesi, pazar, bayram, resmi tatil gibi günlerde işe gittiğimiz halde sabit maaş alıyoruz. Ama işçi itfaiyeciye gelince katlamalı tarife uygulanıyor.
'Yıpranma tazminatı istiyoruz' Bu kadar riskli bir meslek icra ettiğimiz halde halen bir statümüz yok. Normal masabaşı memuru ve hizmetli memur gibi muamele görüyoruz. Bütün dünyada itfaiyecilik en riskli meslek kolu olduğu halde AB'ye girmekte olan Türkiye'de itfaiyeci diye yasalaşmış meslek kolu yok. Bizler polisin, zabıtanın, olduğu gibi üst statüye kavuşmak istiyoruz. Bu kadar riskli bir iş icra ettiğimiz halde, poliste, askerde radyoaktif ışın taşıyan yerlerde çalışanlarda, ormancılarda olan "yıpranma tazminatı"nın (yani yirmi yıl çalışıp, yirmi beş yıl üzerinden emekli olmak gibi bir hakkın) bizlere de tanınmasını istiyoruz. Son beş, altı yıldır belediyelerde memur-işçi arasındaki maaş farkını gidermek için bırakın Türkiye genelini sadece İstanbul'da 25-30'a yakın belediye sosyal denge sözleşmesi yapıp memurlara ayda 250-300 milyon lira arasında değişen para ödemektedir. Hiçbir hukuki engel olmamasına rağmen İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu konu gündeme gelince es geçmektedir. Saygıdeğer Savaş Abi bu konuyu gazetenizde yayınlayıp cevaplandırabilirsek size çok minnettar kalacağız. Şimdiden çok teşekkür ediyoruz ve başarılar diliyoruz." İstanbul İtfaiye Memurları (Ateş dansçıları)
|