Kolay gelsin
Türkiye'de yapılan rock müzik kulvarında iki yol var. Birinci yol 70'li yıllarda doruk yapan Anadolu rock müziğinin günümüzdeki uzantısı olma yolu... İkinci yol ise gelişen dünyanın kent yaşamına yansıyan yüzünün adeta aynası olan kent rockı... Biri, Türkiye adına geniş kitlelere ulaşma ve yüz binlere müzik yapma imkanı sunarken diğeri, azınlık diyebileceğim hedef kitlenin ötesine geçme savaşı içinde. Birinci yolun işi daha kolay tabii ki... İkinci yol ise zor olan arenayı kolaya çevirmek için inatla ve sabırla mücadeleyi gerekli kılıyor. Son bir kaç yıldır bu inat ve sabırla mücadelenin dikkat çekici galibiyetler aldıklarına tanık oluyoruz. Teoman, bu mücadelenin baş aktörü olarak rüştünü ispat edeli zaten bir asır olmuş gibi... Belki onun için kent rockının hayat bulmasında yeni kuşak yorumcuların tetikleyicisi de diyebiliriz. Tıpkı onun gibi Şebnem Ferah da bir başka tetikleyici unsur... Bu iki isim dışında diğerlerinden birkaçına dair yapacağımız analizler yükselen trend olan kent rockının bugünkü fotoğrafını daha da netleştiriyor. Türkiye'- de rock kulvarında grup müziğinin parlayan yıldızları 'Duman' ile 'Mor ve Ötesi' eğer bir fırtınaya kapılıp dağılmaz ve darmaduman olmazlarsa gelecek kuşaklara kalacak müzikal hazineler... Her iki grubun çıkışında ortak bir özellik var. Cover şarkılar amaca ulaşmak için çok iyi araçlar oldu. Duman grubunun aracı, Sezen Aksu şarkısı "Her şeyi Yak" olurken, Mor Ve Ötesi, Şehrazat imzası taşıyan ve Ajda Pekkan'ın yorumu ile popüler kimlik kazanan "Yaz Yaz Yaz"a çok şey borçlu... Önce Duman sonra Mor ve Ötesi çok sevilen bir dönemin hiti olmuş eski şarkıların kazandığı rock ruhu ile var oluş savaşında galip çıkınca yeni örnekleri hemen arkasından geliverdi. Bir dönemin en sıkı rockerı Ogün Sanlısoy dahi yeni albümünde bu kez bir Ferdi Tayfur şarkısını yorumladı. Bu kez pop kalıplarında bir şarkı değil "Ben de Özledim" gibi arabesk formlu şarkı rock müziğe adapte edildi. Anlayacağınız bu yolda her şey mübah sayılıverdi. Bu mübah sayılıverenlerden son örneği de Pamela Spence verdi. Onun "Şehir Rehberi" albümünde çarptığımız duvarda "Fırtınalar" yazıyor. Sözü edilen, Ebru Gündeş'in yorumladığı hit şarkı...
ALATURKADAN ROCK'A Bu alaturka formlu şarkı birdenbire rock soundu ve yorumu taşıyan şarkıya dönüştü. Emin olun ki "Fırtınalar" sadece tek başına Pamela'yı daha çok bilinir ve dikkat çekici yapacak. Albümün satışında hedef kitleyi böylesine bir cover şarkı ne kadar mutlu eder o başka bir konu ama aktüel kimlik kazanma adına yapılan tercih Pamela'nın ilk albümünde yapamadığını "Şehir Rehberi"nde yapmasını sağlayacak. Zor olanı kolaylaştıracak formül onun adına da kurtuluş reçetesi olmuş. Örnekleri çoğaltmam gerekirse daha birçok şarkı, albüm ve sanatçı sayabilirim. Burada sözünü ettiklerim sadece demirbaşlar. Sanmayın ki cover şarkılara karşıyım. Tercih doğru yapıldığında mutlu eden sonuca kim "Hayır" der ki? Sadece Ogün Sanlısoy hariç sözünü ettiğim örnekler doğru şarkılara oynadılar. Kazandılar ya da kazanacaklar. Ama bu işin, yani rock müziğin bir felsefesi varsa gerçek rock müzik söyleminde her cover şarkı bu düsturun ve felsefenin söylemini taşıyamaz. Peki bana "Sen hangisini tercih edersin?" diye sorarsanız cevabım ne olur? Gerçek olan kendi müziğinle var olmak. Bu zaten tüm rockçıların ortak söylemi. Değil mi arkadaşlar?
|