| |
Silah ve sandık
Başkan Bush'un Irak savaşını başlatmasından 20 ay sonra, bu süreç boyunca birbirlerinin gözünü oymak için tüm diplomatik yollara başvuranlar ilk kez buluşuyor. Mısır'ın Kızıl Deniz kıyısında, dalgıçların bayıldığı Şarm El-Şeyh'te, Başkan Hüsnü Mübarek'in konutunda yapılacak iki günlük konferansın tarihi bile haftalarca süren bilek güreşine konu oldu. Konferans önerisi Irak Başbakanı İyad Allavi'den geldi. Irak'a komşu ülkeleri altıncı kez buluşturan 21 Temmuz'daki Kahire toplantısında. Teklifi ihtiyatla karşılayan Mübarek el altından nabız yoklarken, konuya can simidi gibi sarılan ABD, "Ekimde ya da en geç kasım başında Mısır'da Irak konferansının toplanacağını umuyoruz" diyerek bombayı patlattı. Beyaz Saray'ın toplantıyı ekim ya da kasım başında gerçekleştirmek istemesinin nedeni, Amerikalı seçmenlere "Uluslararası topluluğun Bush'un politikalarını onayladığı" mesajı vermekti. Ona dolaylı da olsa destek izlenimi vermek istemeyen "Yaşlı Avrupa" ile Araplar ise konferansı ABD seçimleri sonrasına öteletmesi için Mübarek'i baskı altına aldılar. Mısır liderinin imdadına yaklaşan Ramazan yetişti. Başta Suudi Arabistan olmak üzere, İslam dünyasının birçok temsilcisinin bu oruç ayında toplantıya katılamayacağına ABD'yi ikna etti. Bush bu tür hesaplara ihtiyaç kalmayan farkla seçimi kazanınca, "Direniş cephesi"nin mazeretinin tükendiği sanılırken, bu kez "Nihai bildiri" taslağı için günlerce çekişme yaşandı.
Bildiri savaşları ABD-Irak ikilisi bildiride seçimlere kayıtsız şartsız destek ifadesi yer almasını istiyordu. Fransa'nın başı çektiği grup ise, Irak'taki çokuluslu gücün süresiyle ilgili "ufuk" çizilmesi için bastırıyordu. Bir talepleri daha vardı: Seçime mümkün olduğunca geniş katılım için, oy verme tarihinden önce Irak hükümetinin şiddetten vazgeçen ve sürece katılmayı kabul eden parti ve örgütlerle toplantı yapması. Sonuçta tüm istekler, o diplomatlara özgü uzlaştırıcı formüllerle 14 maddelik taslağa girdi. Toplantının ilk günü, yani bugün, Irak'a komşu ülkeler, Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Kuveyt, Ürdün, Suriye ve ev sahibi Mısır bir araya gelecek. Gündem: Komşuların, özellikle Suriye ve İran'ın Irak'a terörist sızmalarını önlemek için sınır denetimlerini artırmaları. Yarın ise bu gruba ek olarak G-8'ler (ABD, Kanada, Japonya, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya), Güvenlik Konseyi'nin sürekli üyesi Çin, İKÖ dönem başkanı Malezya ve AB dönem başkanı Hollanda'nın katılacağı büyük kapışmayı izleyeceğiz. Ama bu düello, bildiride Irak geçici yönetimini yüreklendiren, Irak halkına kendi kaderini barışçı yollardan belirleme çağrısı yapan ifadelerin yer almasını engellemeyecek: Bağdat yönetimi de konferansın öncesinde seçimlerin 30 Ocak'ta yapılacağını duyurarak, süreçten dönüş olmadığını bir kez daha vurguladı. Sorun şu: Gerek Irak halkı, gerekse uluslararası topluluk seçime hazırlanıyor ama yapılabileceğine inanmıyor. İşte bu kuşku da, "Seçimler için güvenli ortamı sağlamayı amaçlıyorum" diyen ABD'nin operasyonlarına meşruluk kazandırıyor ya da kalkan oluyor. Bize göre de, her şeye rağmen bu seçimler yapılmalı. Çünkü; 1- Irak'taki belirsizlik ortamına son vermenin yolu, halkın kaderine sahip çıkmasından geçiyor. 2- Filistin sorununun çözümüne -artık- odaklanabilmek için Irak'ın gündemi boşaltması şart.
|