Demokrasi meydanı
Hep böyle bir sınır var. Belki "zevk meselesi"! Kitlesel destekle, kitle oylarıyla iktidar olmak hoşa gidiyor. Ancak, "kontrolsüz kitle" rahatsız ediyor. "Meydanda örgütlü 100 bin kişi" demokratlığın sınırını çiziyor. Türkiye'de "muhafazakar demokratlık"ın demokratlığının karizmayı çizdirdiği, liberalliğinin piyasacılığı aşamadığı "siyasi turnusol" orası.
*** Başbakan da hoşlanmıyor. "Sıhhiye Meydanı"ndaki 100 bin işçi ve memuru uzaktan azarlıyor. Oysa, demokrat medya, demokrat iş dünyası, demokrat siyasiler pek sözünü etmese de, "Avrupalılık" raconunda bu da var. Demokrasinin, hakların, özgürlüklerin kitabında bu da var. Örgütlenecekler, meydana çıkacaklar, konuşacaklar, haykıracaklar, muhalefet edecekler. "Sarıgül meydanı"ndan daha az muhalif, daha az politik bir şey değil ki bu! Biraz "sosyal" tabii. Biraz "sınıfsal". Anlıyorum; o gaz yapıyor!
*** Mesele, meydanda dile getirilen taleplerin doğruluğu yanlışlığı değil. Mesele, Türkiye'de bir "kitle" o taleplerde bulunuyorsa, buna kulak verip tartışabilmek. Siyasetin doğasında olması gereken toplumsal muhalefet hareketlerini sindirebilmek. Onların siyaseti şekillendirmesini, demokrasinin bu tür mücadelelerle mana kazanabildiğini bilebilmek. Yoksa, ekonomiyi IMF, demokratikleşmeyi AB, güvenliği Silahlı Kuvvetler, hayırseverliği cemaatler, eh sosyal meseleleri de kendi iki dudağının otomatik pilotuna bağla... O "tam demokrasi" olmuyor. Siyasi-toplumsal hareketlilik halinde on binlerce insana, "Bu sizin işiniz değil" de... O "sağlam demokratlık" olmuyor. "Otobüslere halkı doldurup kimin parasıyla nereye taşıyorsunuz" demek... O "hakkaniyet" olmuyor. Türkiye'deki örgütsüz yoksulluğun ve televizyon ile onca bayağılık karşısında uyuşmuş kitlelerin üstüne abanıp örgütlüleri, sanki başka "mutlular" yokmuş gibi, "mutlu azınlık" saymak... O "siyaset" olmuyor. Üstelik, sizin kibarca, diplomatça, devlet adamı diliyle telefonlarda ABD yönetimine ilettiğiniz "Felluce serzenişi"ni, Sıhhiye Meydanı'nda 100 bin kişi daha yürekten haykırıyor. Kötü mü! Demokrasi açısından, insanlık açısından daha "sıhhi" değil mi?
*** "Meydan"a gelince. Meydanlar "sıhhat" ifadesidir. Yeter ki, o dinamizm, o sesler, o dayanışma, bir zamanlar mesela Susurluk meselesinde olduğu gibi, başka niyetlere, başka tezgahlara kaptırılmasın. Demokratik talepler, "sivil toplum muhalefeti" ayağında, hiç de sivil tıynetleri olmayanlar tarafından gasp edilmesin. Bunu çok gördük. Epeydir dolu dolu bir meydan görmemiştik. İyi oldu. Başbakan da bunu "demokrasi açısından sıhhatli" saysın. Meydanı, Avrupalı liderlere de kanıt olarak göstersin!
|