|
|
Evlenmek mi, boşanmak mı yoksa evliliği sürdürmek mi zor?
Bugün evlenecek olan genç bir arkadaşım, evlilik hazırlıkları sırasında şöyle dedi: "Evlenmenin bu kadar zor olduğunu bilsem bir daha düşünürdüm. Sanırım boşanmak evlenmekten daha kolay..." Gerçekten boşanmak evlenmekten daha mı kolay? Ailelerle tanışmak, kaynaşmak, aileleri tanıştırmak, kaynaştırmak, eşyalar almak, düğün için hazırlıklar yapmak zor ve yorucu. Ama sanırım zevkli, heyecanlı ve umutlu bir yanı da var. Boşanmaya gelince, çoğu kez evlenme kararını vermekten daha zor olan bir karar. O denli uğraşla kurduğunuz, emek sarf ettiğiniz, ailelerinizi kattığınız, belki de çocuk ya da çocuklar eklediğiniz bir yuvayı dağıtma kararı. Çoğunlukla öncesi bilinen ama kendisi ve sonrası sadece tahminlere dayanan bir süreç. Sağlıklı, kavgasızdövüşsüz, öfkeli değil, sadece belki kırgın ve hüzünlü olabilmesi için ne yapılması gerektiği pek de bilinmeyen yaşantı parçası: Boşanma
KARAR VERMEK Bazı çiftler evlendikleri günden itibaren her tartışmada "çekip gitmeyi, boşanmayı bazen bir tehdit, bazen bir karar, bazen de bir arzu olarak dile getirip durur. Git-geller yaşanır, ama karar bir türlü verilmez. Sonuçta 'boşanma' kelimesi artık gerçekleşip gerçekleşmemesi bile önemsiz olan; günlük, sıradan bir kelime haline gelir. Bazen her şey çok iyi gidiyormuş gibi yaşanır evlilik... Yakınmalar, arzular, istekler dile getirilmez. Kendi içinde, kafalarında kurgulanır durur eşlerin. Kurgulanır, kurgulanır ve son cümle aniden gelir: "Boşanmak istiyorum!" Karşı tarafı şaşkına çeviren, ne olduğunu bile anlamadan bir çırpınmaya, depresyona iten o son cümle... Ya da kavgalar, bağırıp, çağırmalar, mutsuzluklar şeklinde giden ama hep öyle süreceği, normalin o olduğu sanılan bir evlilikte, eşlerden biri birden "bitti" der. Biten şey onun içinde, kafasında tartılmış, tartışılmıştır ama karşı taraf hazırlıklı değildir. Belki de tam tersi, karşı taraf da rahatlar ve "İyi ki o söyledi, ben cesaret edemiyordum" diye düşünür. Bazen bu sözü söylemeden önce eşlerden biri bir başkasıyla tanışır. Her şeyin daha iyi olacağını düşündüğü, o başka biriyle sürdürmeyi düşünür yaşamını... Terk edilen eş bu tür durumlarda o zamana kadar dile gelmiş olsun olmasın doğru gitmeyen evlilik sürecini unutur. Tüm öfkesini bu üçüncü kişiye yöneltir, sanki o çıkmasa evliliği sürecek ve mutlu olacakmış gibi hisseder. Oysa düzenli ve mutlu bir berabarlikte üçüncü kişilerin olamayacağını, evliliğinin yeni çıkan insan yüzünden bitmediğini, evliliği bittiği için üçüncü kişilerin gündeme geldiğini fark edebilse bu denli acıtmaz kendi kendini. Bazen de 'evliliğim bitti' diye düşünmelerine karşın bir türlü son kararı veremez çiftler. İşte o zaman üçüncü kişiler bu sonucu sağlayacak bir liman gibi algılanır. Oysa bu hem üçüncü kişiye haksızlıktır, hem de sonu baştan belirlenmiş yeni ilişkiye... Kimi zamansa bugün C'nin anlattığı gibi olur: "Baştan beri didişiyor, küsüyor, barışıyoruz. Ama şimdi bitti. Çünkü içimden onun için hiçbir şey yapmak gelmiyor. Ona bir şey söylemedim bile bu kez. Söylesem biliyorum, bir şey yokmuş gibi davranacak ve sürdürmeye çalışacak. Bir ev tutacağım ve gideceğim. Ona da o gün söyleyeceğim. Aynı şeyleri yeniden, yeniden yaşayacak gücüm yok çünkü..."
VE SON.... Bunların tümü, eşlerin bu kararı vermeden önce, aslında ilişkilerin ne kadar bozulduğunun göstergesi. Çözüm: Son aşamaya gelmeden, yanlış gidişi algılamak ve bir uzman desteği almak. Uzman yardımı sorunu çözer ve evliliği kurtarır mı? Her zaman değil. Ama zaten beklenen ve istenen de o değildir. Unutmayın, evlilik kararı kadar, boşanma kararı verirken de doğru zaman, doğru sözler ve doğru davranışlar sonraki yaşam için önemlidir. Boşanma süreci tamamlandıktan sonra etkileri devam eden bir süreçtir. Genellikle boşanma sonrası bir kaç devre geçirilir. Bazı kişiler çıktıkları düzenden uzaklaşmamak için kısa sürede yeniden evlenirler. Bir kısım ise ikinci ergenlik denilen bir dönem yaşar. Adeta her çiçekten bal alma şeklinde sürekli bir gezme süresi geçer. Bu süre genellikle 2-3 yıl sürer. Erkeklerde daha uzun sürmektedir. Yeni ve yalnız yaşama alışmak, ekonomik koşulları yeniden düzenlemek, sosyal çevreyi toparlamak, anılarla baş etmek zaman alır. Bu dönemlerde, sıkıntılı ve baş edilmez zamanlar psikiyatr yardımı gerektirebilir. En azından aklı başında ve yanınızda olan bir dost, çok önem kazanır. Tabii, çocukların olması hem eşler, hem de çocuklar için boşanmanın getirdiklerini etkiler. Bir sonra ki yazıda bu sürecin çocuklara etkisini tartışmak üzere...
|