|
|
Kusura bakma Cem, beğenmedim!
Cem Yılmaz, peşin konuşmuş: "Filmimi eleştirsinler ama şevkimizi kırmasınlar..." Ben de peşinen söyleyeyim: Bu yazı "şevk kırmak için" değildir. Ama ne yalan söyleyeyim, Cem Yılmaz'ın her gösterisini en az birkaç kez izleyip, her seferinde yeni espriler keşfederek, gülme komasına giren ben, G.O.R.A. boyunca kahkaha atmak şöyle dursun, gülümseyemedim bile...
TAM YERİNDE İZLEDİM Seyirci tepkisini ölçmek için "Cem Yılmaz tarzına en yakın" sinema mekanlarından birine, Polat Towers'taki sinema salonuna gitmiştim. (Malum Cem Yılmaz da dahil pek çok şovmen ve onların zengin fanatikleri üst katlardaki dairelerin sahipleriydi) Yabancı dille eğitim veren okullardan mezun, çoğunluğu genç, zeka katsayıları yüksek, espri algılama eşikleri düşük izleyiciler çoğunluktaydı. Ben de dahil, herkes adeta gülmeye programlanmıştık. Fuayede, filmin afişine bakıp, kahkaha atan "hazır kıta" bir izleyici kitlesi bulunuyordu. Ama ne film sırasında ne de sonrasında bu heyecan ve coşkudan bir eser vardı. Haksızlık etmeyeyim, aralarında gülen, kahkaha atanlar da oldu. Ama film çıkışında çoğunluğun bakışlarında şaşkınlık ve hayal kırıklığı sezdim. Bunun pek çok nedeni olabilirdi. Filmin hazırlanması ile vizyona girmesi arasındaki uzun sürede, konu o kadar gündeme geldi ki, kapağı açık cola gibi işin gazı kaçtı! Hazır söz gazdan açılmışken, bir konuya daha değineyim: "Herkese göre espri" üretip, filmin ticari başarısını garanti altına alma kaygısı, mizah kalitesinde ciddi yaralar açmış. Romantik sahnenin "gaz çıkartma sesiyle" kesilmesi, replikler arasına yerleştirilmiş "Kalkanları indirebilirsiniz" ya da "Güç kalkanlarınız yanınızda mı?" gibi amele pazarı geyikleri, filmi bir anda Cem Yılmaz kalitesinin ötesine savurmuş.
TEKNİĞİ MÜKEMMEL Filmin teknik kapasitesi ve özellikle görsel niteliği ise beklentilerimin çok üzerindeydi. Bu yönüyle yönetmen Ömer Faruk Sorak ve ekibi her türlü övgüyü hak ediyor. Cem Yılmaz'ı, böylesine iddialı bir projeyi hayata geçirdiği ve "Dünyayı Kurtaran Adam"dan bugüne Türk Sineması'nın kat ettiği mesafeyi bir hamlede gözler önüne serdiği için yürekten kutluyorum. Öyle tahmin ediyorum ki, Cem, tek kişilik sahne şovuyla sinema filmi arasında "zorluk derecesi" açısından ne kadar büyük bir fark olduğunu yaşayarak öğrenmiştir. Ben G.O.R.A.'yı Cem Yılmaz'ın sinemadaki "çıraklık" dönemi olarak kabul ediyor, yarın "daha büyük bir şevkle" bize "usta işi" ürünler sunacağına da gönülden inanıyorum. Her şeye rağmen sizlere bu filmi "mutlaka" izlemenizi öneriyorum. Bunu, Türk Sineması'nın son yıllarındaki bu "en önemli olay" hakkında kişisel bir fikre sahip olmanız gerektiği için söylüyorum... Benim yaşadığım derin hayal kırıklığının nedeni belki de "yüksek beklentilerimden" kaynaklanmış olabilir. Eğer benden daha çok gülmek, eğlenmek istiyorsanız size tavsiyem; filme giderken beklentilerinizi evde bırakmanız...
|