| |
|
|
İnsanca Maç Seyretme Hakkı..
Cumartesi gecesi televizyonlarını izleyenler, iki görüntü karşısında dondular ve kaldılar.. Birisi beş yaşında bir çocuğun, babasının kucağında "Beni eve götür babacığım" diye canhıraş çığlıklar atarkenki yüzü.. O çığlık hâlâ kulaklarımda.. O yüz hâlâ gözlerimin önünde.. İkincisi.. 15 yaşında bir yaralı seyirciyi 15 polisin insanlık dışı tekmeler, yumruklarla dövmesi.. Linç etmesi.. Bu sahneyi herhalde ömür boyu unutmayacağım.. Geçen hafta, dayıları tarafından maça götürülen iki çocuğun kapatılan kapılar önünde, hayal kırıklığı içinde geri dönüşlerini yazmıştım.. Meğer hevesleri kursaklarında kalan ve kapıdan dönen çocuklar talihlilermiş.. Bu korkunç, bu insanlık dışı görüntüler, maça girmenin daha feci sonuçlar doğurdu- ğunu gösteriyor. İnsanlarımız maç yolunda, maç kapısında, maç içinde hayvanca muamelelere maruz kalıyorlar. İnsanlarımız spordan nefret ediyor.. Birbirinden nefret ediyor.. En önemlisi.. Polisinden nefret ediyor.. Bu ülkede dirlik ve düzenlik içinde yaşamamız için kurulmuş polis.. İnsanca yaşama hakkımızı savunmak ve sağlamak için kurulmuş teşkilat.. Ve görüntülere bakın.. Bu insan bu sahnelere bakıp, polisini nasıl sever, polisini nasıl sayar?. Yurttaş ile polis arasında bu kin, bu öfke, bu nefret olursa, o ülkede dirlik düzenlik nasıl sağlanır?. Haftalardır, bu ülkede "İnsanca maç seyretme hakkı" için savaş veriyoruz. Ve her hafta daha da feci durumlarla karşılaşıyoruz. Her hafta durum daha da kötüye gidiyor.. Neden?.. Bu savaşta yapayalnızız da ondan.. İnsanların insanca maç seyretme hakları katledilirken, bundan birinci derecede sorumlu olanlardan çıt çıkmıyor. Valilerden, ki ayni zamanda İl Spor Başkanıdırlar, yasal olarak, ses yok.. Emniyet müdürlerinden ses yok.. Kulüp başkanları ve yönetimlerinden ses yok.. En acısı.. En üzücü olanı.. Medyadan ses yok.. Hürriyet susuyor.. Milliyet susuyor.. Vatan, Akşam susuyor.. Benim gazetem SABAH susuyor.. Her maçı birinci sayfadan sür manşet vererek tiraj yapan SABAH, bu maça gidenlerin hayvan muamelesi ile karşılaşmalarına isyan eden "İnsanca Maç Seyretme Hakkı" diye insancıl bir sloganla ortaya atılan Hıncal Uluç'un yanında yer almıyor. Kampanyayı gazete olarak desteklemiyor. SABAH spor sayfası ölüm sessizliğinde.. (Ahmet Çakar'ı ayırıp teşekkür ediyorum..) Sanki bu olaylar yaşanmıyor.. Sanki Hıncal kendi maç seyretmesini kolaylaştırmak için savaşıyor?.. Sanki bu, ülke insanının değil, benim kişisel savaşım!.. Bunlar nasıl gazetelerdir?.. Bunlar nasıl spor sayfaları, bunlar nasıl spor yazarlarıdır?.. Ben bu savaşı sürdüreceğim.. Bu ülke insanı, girmeye çalıştığı Avrupa'nın insanı gibi insanca maç seyretme hakkını elde edinceye kadar sürdüreceğim.. Tek başıma olsam da.. İnsan için, insanlık için birisi savaşmalı.. İnsanca yaşamak, insanca maç seyretmek için birisi tek başına olsa da, kalsa da savaşmalı.. Ben savaşacağım!..
|