| |
|
|
Van Hooijdonk'un cinliği
Örnek yeni değil ama önemli: Gaziantepspor-Fenerbahçe maçından... Karşılaşmanın 19'uncu dakikası... Yer: Antep ceza sahasının solu... Top Van Hooijdonk'ta. Önündeki Antepli oyuncuyu geçmek istiyor. Ancak rakip uyanık: Ağır Pierre'in ne yapacağını seziyor ve hemen topa hamle yapıyor: Top ile Hollandalı'nın arasına girerek, duruma hâkim oluyor... Pierre kontrolü yitirdiğini anlayınca, sol ayağını rakibine takarak kendini yere bırakıyor. Bu pozisyonu gördüğüm anda içimden, "Eyvah, hakemi kandırmaya kalkıştığı için sarı kart alacak" diyorum. Çünkü ortalama bir Türk futbolcusu bu durumda aynen şöyle yapar: Kendini yere bırakırken iki üç tane takla atar... Bir süre çimleri koklar... Sonra kafasını çevirir; hakem faul vermediği için şaşırmış ve hakkı yenildiği için isyan ediyormuş gibi yapar... Sağ elini 'niye kart göstermiyorsun' diye sallar. Ve tam da böyle davrandığı için sarı kartı yer! Peki Hooijdonk ne yaptı? Kendini yere atar atmaz, yapılı vücudundan ve yaşından beklenmedik bir çeviklikle ayağa kalkıp, hiç itiraz etmeden, rakibine kaptırdığı topu kovalamaya başladı. Böylece... 1) Hakemin aldanıp faul çalmasıyla edineceği avantajı korurken... 2) Aynı anda, hakemin bu numarayı yutmayarak göstereceği sarı kartı engellemiş oldu. Kıssadan hisse: Akıllıca olan, hakemi aldatmaya çalışmak değil, normal oyunla rakibi hataya zorlamaktır. Derbide de inşallah böyle bir oyun seyrederiz.
|