kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Kirca @ SABAH
 

Mazisinden utanan şehirler!

Berlin'e en son, "duvar"ın yıkılmasından çok önceleri gitmiştim. Duvar duruyordu... Dolayısıyla Doğu Berlin ve Doğu Almanya (DDR) duruyordu.
Tarih duruyordu.
Sonra; geçen yüzyılın Bolşevik devriminden sonraki ikinci büyük "alt-üst oluş"u yaşandı.
Doğu Bloku'nda, büyük "hürriyet devrimi" gerçekleşti.
Önceki gün yeniden Berlin'deydim.
Duvarın yerinde yeller esiyordu.
Dolasıyla Doğu Berlin ve Doğu Almanya'nın (DDR'nin) yerinde yeller esiyordu.
Ve... Tarihin de yerinde yeller esiyordu.
Tarihinden utanan Berlin, mazisine dair hiç bir iz bırakmamıştı geride.

***

Berlin, yirminci yüzyıl tarihinin simge şehriydi.
Eğer ülkeler gibi; tarihlerin de bir başkenti olmak gerekseydi, hiç tartışmasız Berlin "Avrupa tarihinin başkenti" olurdu...
İmparator Wilhelm'den Birinci Büyük savaşa, II. Reich'tan Nazi imparatorluğu ve Hitler diktatoryasına, Avrupa'yı Hitler'den kurtaran müttefik birliklerinin ve Kızıl Ordu'nun Berlin'e girmesinden 90'ların başında duvarın yıkılmasına kadar geçen süreç, hiç kuşkusuz bu çileli şehri, Avrupa'nın tarih başkenti olma konumuna oturtuyordu.
Yalnız Avrupa'nın da değil... Dünyanın geçirdiği bütün büyük tarihsel dönüşümler, Berlin'in yaşadığı "kişisel" maceralarda izdüşümlerini buluyordu.
Amerikan başkanları bile, tarihin bir noktasında "Ben Berlin'liyim" diye bağırıyordu dünyaya.
Önceki gün Berlin'deydim ve Berlin önce Nazi diktatoryası, sonra da "Utanç Duvarı"na dair bütün izlerden "utanç" duyuyordu ve utandığı tarihin bütün izlerini yok etmeye çalışıyordu.
Yok edemediklerini ise, yeni çağın görüntüleri içinde boğarak görünmez hale getiriyordu.

***

Brandenburg kapısını az daha fark edemeyecektim.
Altından tarihin durdurulamaz nehirlerinin akıp geçtiği o muhteşem Brandenburg kapısını.
Naziler ve SS kıtaları Reichstag'a o kapıdan geçerek girmişti. Müttefikler de o kapıdan geçerek Berlin'i kurtarmıştı. Duvar yıkılınca, Doğu Berlin'liler o kapıdan geçerek sel gibi akmıştı hürriyete...
Brandenburg'un bugünkü görüntüsü ise trajikti.
Tıpkı Paris'in "Zafer Tak"ı gibi büyük bir meydanın ortasında yükselen o dev kapı, yanına dizilen binaların arasında boğulmaya çalışılmıştı.
Tarihi bir yapıya iki modern(!) bina yapıştırılmıştı.
Asıl trajik olan; bu yapıların, Alman finans-kapitalinin iki dev bankasına ait olmasıydı. Çünkü iki banka çevrenin yeniden düzenlenmesinin sponsoru(!) olmuş, bunun için de Brandenburg'a kapı komşusu olmayı şart koşmuşlardı.
Koskoca bir tarih, üç kuruşluk sermayenin bu şartına direnememişti.

***

Yalnızca o kadar mı?
O koskoca "duvar", ilk günlerin "hava"sıyla tümüyle yerler bir edilmiş, hatıra-severlerin de yağmasıyla tek bir taş bile bırakılmamıştı.
Yeni kuşaklara caddelerdeki çizgiler gösteriliyor şimdi:
"Burada bir zamanlar bir duvar vardı çocuklar!" diye...
İki Berlin'in ünlü geçiş noktası olan "Check Point Charlie" ise geniş bir caddenin ortasındaki tretuvarın üzerinde çürümeye terk edilmişti.
Tarihe tanıklık etmiş pek çok bina da yıkılıp gitmişti.

***

Oysa... Berlin'in en anlamlı binası, yarısı yıkılmış ünlü Dom Kilisesi'ydi. Bombaların vurduğu o haliyle yıllarca sergilenen o görüntünün, Avrupa'nın yaşadığı yeni barış dönemine katkısının olmadığını kim söyleyebilir, anlattığı derslerle?
Tarih, izlerinden ders almak içindir evet.
Ayrıca... Dünyanın bütün şehirleri, utandıkları tarihi silmeye çalışsalardı, yeryüzünde şehir mi kalırdı?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bozuk para gibi harcanan hayatlara dair!   / 26-10-2004
 Terörün fay hattında enerji birikimi!   / 23-10-2004
 Züğürdün çenesi...   / 21-10-2004
 Dersaadet!   / 19-10-2004
 99 yılın hikayesidir!   / 19-10-2004
 Azınlıkta kalmanın dayanılmaz azameti!   / 16-10-2004
 Alman İslamı, Türk Müslümanlığı ve Avrupa Birliği!   / 14-10-2004
 Süpermenler ölür mü?   / 12-10-2004
 İlk tanışmanın unutulmaz şanssızlığı!   / 07-10-2004
 Çok şükür!   / 05-10-2004
ALİ KIRCA
Mazisinden utanan şehirler!
Berlin'e en son,...
SOLİ ÖZEL
Gazze'den barış çıkarmak için...
İsrail meclisi Gazze...
Sol imparator
Sol imparator
Cumartesi günkü Beşiktaş-F.Bahçe derbisi öncesi iki takımın da en...
Kabine derbisi Fenerbahçe'nin
Kabine derbisi Fenerbahçe'nin
Bakanlar Kurulu'nda Başbakan Erdoğan ile birlikte 7 F.Bahçeli'ye...
Sivil MGK'dan 'AB'de eşitlik' çağrısı çıktı
Sivil MGK'dan 'AB'de eşitlik' çağrısı çıktı
MGK’nın sivil genel sekreterli ilk toplantısında ‘AB İlerleme Raporu’...
Türkiye'ye hayırlı 'hayır'
AB'de başlayan güvenoyu krizi, kamuoyunun dikkatini Türkiye'nin...
Katibemin üç trilyonu olmuş el ne karışır
Bursa Adliyesi'nde katibe olan Sıddıka Öztürk'ün banka hesabında üç...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.