|
|
|
|
|
|
Otobüse de binerim pazara da giderim
* Bazıları oyunculuğun artık ucuzladığını düşünüyor, siz ne dersiniz? Öyle bir şey söylemek istemiyorum, şu anda öyle bir görüntü olsa bile... Ben pozitif ve umutlu bir insanım. Oyunculukla ilgili bazı kavramlar değişiyor olabilir, bir günde starlaşmalar olabilir. Bunlar beni ilgilendirmiyor. Eğer bir oyuncu ister manken olsun ister tiyatrocu, çekim sırasında sürekli gözü saate oluyorsa ve "Birkaç bölüm oynayayım sonra gelsin paralar" diyorsa da bunlar beni ilgilendirmiyor. Kendini geliştirmeye adamışsa, sanatın her yönüyle; resim, müzik, sergi ya da psikoloji okuyup oyunculuğuna katkıda bulunuyorsa, ünlü olmayı değil de kaliteli işler yapmayı göze alabiliyorsa, ister manken olsun ister tiyatro kökenli bir oyuncu her zaman yanındayım.
* Ünlü olmanın önemi var mı sizin için? Benim için önemli olmadı hiçbir zaman. Ben otobüse biniyorum ya da pazara gidiyorum. "Niye biniyorsun" diyorlar; ben ünlü değilim benim mesleğim oyunculuk. Ben orada beslenebilirim, ben öyle gözlem yapabilirim, kendi içimde kalırsam ilerleyemem. Sadece okumakla olmuyor, yaşamak gerekiyor. Ancak bu şekilde bambaşka birisini yansıtabiliyorsun.
* Almanya'da pek çok filmde oynadınız. Orada yayınlanacak bir dizide de oynadınız. Biraz bundan bahseder misiniz? Temmuzda Alman televizyonu için Tevfik Başer'in senaryosundan çekilen 'Dilek Ağacı' adlı bir dizi bu. Yılbaşına doğru yayınlanacak. 1963'te Türk işçilerin Almanya'ya gitmesinden 1987'ye kadar olan bir kesiti anlatıyor. İşçilerden birisinin annesini oynuyorum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|